90. Akademi Ödülleri ya da bir diğer ismiyle Oscar Ödülleri, geçtiğimiz Pazar gecesi Los Angeles şehrindeki Dolby Theatre’da sahiplerini bulurken Meksikalı yönetmen ve yapımcı Guillermo del Toro imzalı The Shape of Water, En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil olmak üzere toplamda 4 ödül kazandı. Aynı zamanda bu şatafatlı törende geceye damgasını vuran ve Akademi tarihine geçen birçok ilk de yaşandı. Peki neydi Akademi tarihine geçen bu ilkler? Gelin, hep birlikte bir göz atalım!
90. Oscar Ödülleri’nde Akademi Tarihine Geçen İlkler
Gary Oldman oyunculuk kariyerinde ilk defa Oscar ödülü kazandı.
İlk Oscar adaylığını Tinker Tailor Soldier Spy (2011) filmi ile 2012 yılında alan başarılı aktör Gary Oldman, Darkest Hour filmindeki Winston Churchill rolüyle aday olduğu En İyi Erkek Oyuncu kategosinin galibi oldu. Aynı kategoride yer alan rakipleri arasında Timothee Chalamet (Call Me By Your Name), Daniel Day-Lewis (Phantom Thread), Daniel Kaluuya (Get Out) ve Denzel Washington (Roman J Israel, Esq) yer alırken Gary Oldman muhteşem bir karakter dönüşümüyle Winston Churchill’e hayat verdiği Joe Wright filmi Darkest Hour ile ilk Oscar heykeline kavuştu.
Sam Rockwell ilk adaylığında Oscar kazanarak kendi kariyerinde bir ilke imza attı.
Oyunculuk kariyeri boyunca birbirinden sıra dışı karakterlere can veren ABD’li aktör Sam Rockwell; The Green Mile, Moon, Confessions of a Dangerous Mind ve Seven Psychopaths gibi çok konuşulan filmlerdeki rollerinden sonra bu yıl Martin McDonagh imzalı Three Billboards Outside Ebbing, Missouri filmindeki şiddet meyillisi Dixon karakterinde sergilediği performans ile çok konuşuldu. Bizce de kariyerinin en dikkat çeken performanslarından birini sergileyen ve Akademi tarihinde ilk defa Oscar adaylığı elde eden Rockwell henüz ilk adaylığında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanarak kariyerinde bir ilke imza attı.
Guillermo del Toro, En İyi Yönetmen ve En İyi Film kategorisindeki ilk adaylığında Oscar Ödülü’nü kazanmayı başardı.
Daha önceki yıllarda Pan’s Labyrinth filmiyle En İyi Orijinal Senaryo kategorisinde adaylığı bulunan ama o yıl ödülü Little Miss Sunshine filminin senaristi Michael Arndt’a kaptıran Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro; bundan tam 11 yıl sonra The Shape of Water filmi ile Akademi tarihindeki ilk En İyi Yönetmen adaylığında Oscar Ödülü’nü kazanmayı başardı. The Shape of Water filmi ile yine kariyerindeki ilk En İyi Film adaylığında Oscar kazanan del Toro, bu ödülü de filmin ortak yapımcısı olan J. Miles Dale ile paylaştı. Alfonso Cuarón ve Alejandro G. Iñárritu ile birlikte son 5 yılda En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanan üçüncü Meksikalı olan del Toro; The Three Amigos olarak bilinen bu üçlünün başarısını da perçinlemiş oldu.
Oyunculuk kategorilerindeki geleneksel sunuculuk formatı 90. Akademi Ödülleri’nde değişti.
Genellikle, oyunculuk kategorilerinde geçmiş yılın En İyi Kadın/Erkek Oyuncu ödülünü kazanan kişisi bir sonraki yılın En İyi Erkek/Kadın Oyuncu kategorisini sunmakla yetkilendirilirdi. Fakat bu yıl, geçtiğimiz sene Manchester by the Sea filmi ile En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazanan Casey Affleck hakkında çıkan cinsel istismar haberlerinden sonra, Affleck’in Akademi Ödülleri Töreni’ne katılmaması için toplanan imzaların da etkisiyle aktörün törene katılmama kararı alması bu geleneksel yapıyı bir tür yeniliğe sürüklemiş oldu. Hal böyle olunca, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü Jodie Foster ve Jennifer Lawrence tarafından sunulurken, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü de Helen Mirren ve Jane Fonda tarafından sunuldu. Geçtiğimiz yıl La La Land filmi ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görülen Emma Stone ise bu yıl En İyi Erkek Oyuncu Ödülü yerine En İyi Yönetmen Ödülü’nü sunmak ve takdim etmek için sahneye çıktı.
Jordan Peele, Get Out filmi ile En İyi Orijinal Senaryo kategorisinde Oscar kazanan ilk Afro-Amerikalı oldu.
Tür sinemasına yeni bir soluk getiren ve ABD’de yaşanan ırkçılık meselesine eleştirel bir perspektiften bakan Get Out filmi ile sinema dünyasında büyük tartışmalar yaratan ve yılın en çok konuşulan filmlerinden birine imza atan yönetmen Jordan Peele, Akademi tarihine En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar kazanan ilk Afro-Amerikalı olarak geçti. Aynı zamanda En İyi Yönetmenlik, Film ve Orijinal Senaryo kategorilerinde adaylıkları bulunan Get Out’un geçtiğimiz ödül sezonunu başarılarla taçlandırması Akademi’nin gözünden de kaçmadı. Nitekim aynı dalda favori gözüyle bakılan Martin McDonagh imzalı Three Billboards Outside Ebbing, Missouri yerine Get Out’un Oscar’a layık görülmesi birtakım çevrelerde tartışma konusu olurken senaryonun pek umursanmadığı ülkemizde bu tür tartışmaların yapıcı ve üretici bir sürece zemin hazırlamasını temenni ediyoruz.
89 yaşında Oscar kazanan James Ivory, Akademi tarihine Oscar kazanan en yaşlı kişi olarak geçti.
Daha önce üç kere yönetmenlik dalında Oscar adaylığı bulunan James Ivory, ilk Oscar heykeline En İyi Uyarlama Senaryo kategorisinde yarıştığı Call Me By Your Name filmi ile ulaştı. Aynı zamanda, Akademi Ödülleri tarihinde Oscar kazanan en yaşlı kişi unvanını da elde eden 89 yaşındaki Ivory, ilk adaylığını 1985 yılında A Room With A View isimli filmiyle kazanmıştı. Bu adaylıktan tam 32 yıl sonra André Aciman‘ın Call Me By Your Name isimli kitabından uyarladığı senaryosuyla Oscar’ı kucaklayan Maurice, Howard’s End, The Remains of the Day gibi dikkat çeken filmleriyle tanınan James Ivory’nin törende giydiği gömleğin üzerindeki, Call Me By Your Name filminde Elio karakterini canlandıran, Timothée Chalamet figürü de dikkatlerden kaçmadı.
Usta görüntü yönetmeni Roger Deakins 14 adaylıktan sonra nihayet ilk Oscar heykeline kavuştu.
Blade Runner 2049 filmindeki eşsiz sinematografik çerçevelerin sahibi olan Roger Deakins’e En İyi Sinematografi kategorisinde 14 adaylık verip de düne kadar hiç ödül vermeyen Akademi’yi nasıl affedeceğiz inanın biz de bilmiyoruz. Pek sevgili Akademi üyeleri, The Shawshank Redemption’dan Fargo’ya, No Country for Old Men’den Sicario’ya birbirinden değerli filmlerin görüntü yönetmenliğine imza atan ve tam 14 kez En İyi Sinematografi kategosinde adaylığı bulunan bu usta isme nihayet Denis Villeneuve’ün yönetmen koltuğunda oturduğu Blade Runner 2049 ile Oscar vermeyi akıl edebildiler de biraz olsun kafalarını yastığa rahat koyabilecekler.
The Shape of Water, 13 yıl önceki Million Dollar Baby filminden beri ana karakteri kadın olan bir hikâyeyle En İyi Film Oscar’ını kazanan ilk film oldu.
2006 yılı Akademi Ödülleri’ni altüst eden Pan’s Labyrinth filminden sonra, muazzam projelere imza atan Guillermo del Toro‘nun farklı bir maceraya atıldığı son projesi The Shape of Water; Sally Hawkins tarafından canlandırılan ana karakteri Elisa’nın etrafından dönen gizemli bir olayın peşine düşmesi sonucu umut, sevgi ve fedakarlık gibi kavramlara çeşitli kapılar aralıyordu. Bundan tam 13 yıl önce Clint Eastwood imzası taşıyan Million Dollar Baby’den beri ana karakteri kadın olan bir hikayenin En İyi Film Oscar’ına layık görülmesi hazır Akademi ve Hollywood çevreleri cinsiyet ve ırk eşitliği söylemleri ile çalkalanırken görmezden gelinmemesi gereken bir gelişme oldu.
Coco filmiyle En İyi Orijinal Şarkı Oscar’ını kucaklayan Robert Lopez, ikinci kez EGOT (Emmy, Grammy, Oscar, Tony) ödüllerinin hepsini birden alan ilk kişi olarak dünya tarihine geçti.
Genç şarkı yazarı Robert Lopez, Pazar geceki Akademi Ödülleri Töreni’nde Coco filmine yaptığı Remember Me şarkısı ile eşi Kristen Anderson-Lopez ile En İyi Orijinal Şarkı Oscar’ına layık görülmüştü. Daha önce de Frozen filmi için yaptığı Let It Go parçası ile bu ödülü kucaklayan Robert Lopez; böylece dünyanın en prestijli müzik ödülleri olarak bilinen Emmy, Grammy ve Tony ödüllerinden sonra Orijinal Şarkı kategosinde de ikinci kez Oscar kazanarak tarihte bu dört ödülü de ikinci kez elde etmeyi başaran ilk kişi oldu.
Kobe Bryant, kendi basketbol tutkusu üzerine olan kısa animasyon filmi Dear Basketball ile Oscar kazanan ilk basketbolcu oldu.
Emekliye ayrıldığı dönemde Kobe Bryant, basketbolu bırakacağını kaleme aldığı ‘Dear Basketball’ şiiri ile duyurmuştu. Profesyonel sporcuların yazılarını yazdığı The Players’ Tribune sitesinde şiirini yayınlayan Bryant, bu şiirini yakın zamanda bir kısa animasyon filmine de dönüştürmüştü. Ünlü illüstratör Glen Keane filmin yönetmenliğini üstlenirken Dear Basketball’un senaryosu Bryant tarafından yazılmış ve müzikleri ünlü besteci John Williams tarafından hazırlanmıştı. Kobe Bryant’ın basketbol tutkusuna ve spor yaşamına ışık tutan bu kısa animasyon film geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Akademi Ödülleri Töreni’nde En İyi Kısa Animasyon Film Oscar’ına layık görülerek Kobe Bryant’a birçok NBA şampiyonluğundan sonra bir de Oscar kazandırmış oldu.
