1953 yılında çektiği Fear and Desire adlı ilk uzun metrajlı filmiyle başlayan başarılı kariyerine sığdırdığı on üç filmiyle sinema tarihinde yer edinen usta yönetmen Stanley Kubrick’in 1971 yılında Anthony Burgess’in aynı adlı romanından beyazperdeye uyarladığı filmi A Clockwork Orange, yakın bir gelecekte konu aldığı şiddetin kol gezdiği yozlaşmış bir toplum hikâyesinin yarattığı gerek atmosferi gerekse anlatımıyla seyircisini katı bir gerçeklikle yüzleştirmeyi başaran ve hâlâ aynı tadını sürdürmeye devam eden bir yapım. Kubrick’in kült filmlerinden biri olarak anılan bu başarılı yapımı ve aslında coğrafyamıza ve içinde bulunduğumuz koşullara çok da yabancı olmayan suçun, şiddetin kol gezdiği bu toplumu yeniden hatırlatmak amacıyla biz de sizler için A Clockwork Orange hakkında mutlaka bilinmesi gerekenleri listeledik!
Hazırlayanlar: Emre Serbes, Damla Durmaz, Melike Ölker
A Clockwork Orange Hakkında Mutlaka Bilinmesi Gereken 15 Detay!
1- Alex’e Zorla Film İzletildiği Sahnede Gerçek Bir Doktor Bulunuyordu
Kaçınma terapisi olarak Alex’e zorla görüntü izletilen sahnede kapanmaması adına Malcolm McDowell’ın gözleri için hassas göz ameliyatlarında da kullanılan eski bir kapak kilidi kullanıldı. Göz damlalarını kullanan doktor da Londra’da bulunan Moorfields Eye Hospital’da çalışan gerçek bir doktordu. Senaryoya göre doktorun sahnede görünmemesi gerekiyordu; ancak Kubrick en nihayetinde onu da sahneye dahil etti çünkü McDowell, gözlerini göz damlaları olmadan açık tutamayacaktı.
2- Kubrick Aslında Filmi Yapmak İstemiyordu
Dr. Strangelove’ın senaristlerinden Terry Southern Kubrick’e Anthony Burgess’in romanının bir kopyasını verdiğinde usta yönetmen kitapla ilk kez karşılaşmıştı. Senarist kitabın kara mizah tavrını seveceğini ve Kubrick’in bunu filme uyarlaması gerektiğini düşünmüştü. Ancak iddia edildiğine göre Kubrick kitabı ilk okuduğunda Burgess’in yaratmış olduğu Nadsat dilinden hoşlanmamıştı. Rus ve Cockney aksanlarından oluşturulan bu dil Kubrick’in kafasını karıştırmıştı. Ancak yönetmen Napoleon hakkında yapmak istediği biyografik filmi tamamlayamayınca kitabı yeniden incelemeye aldı ve fikrini değiştirdiğini, filmi yapacağını duyurdu.
3- Kubrick Orijinal Metne Sadık Kaldı
Kubrick, nihayetinde kitabı o kadar sevmişti ki kaleme aldığı senaryo, orijinal metinle neredeyse birebir aynıydı. Yalnızca senaryonun ilk taslağında filmin ismi “The Ludovico Technique” olarak değiştirilmişti. Ancak Kubrick bir süre sonra orijinal isme geri dönmüştü. Kitabın İngiliz baskısında yer alan mutlu son Burgess’in ricası üzerine senaryoya dahil edilmedi. Kubrick de senaryoyu kitabın mutlu sonun tamamen çıkarılıp atıldığı Amerikan baskısından yararlanarak yazdı.
4- McDowell’ın Kriket Sevgisi Kostüm Tasarımını da Etkiledi
Barry Lyndon (1975), Chariots of Fire (1981), Marie Antoinette (2006) ve The Grand Budapest Hotel (2014) filmlerindeki tasarımlarıyla En İyi Kostüm Tasarımı dalında dört Oscar kazanan tasarımcı Milena Canonero, A Clockwork Orange’ın yakın gelecekteki yozlaşmış toplumuna özel kostümler tasarlamıştı. Ancak Kubrick ve Canonero, Alex’in kostümünün görünüşünden memnun kalmamışlardı. Kubrick bu sırada tam bir kriket hayranı olan McDowell’ın kriket kıyafetlerine biraz el atarak böyle daha iyi göründüğünü düşünmüş ve onu filmde gördüğümüz haline getirmiş.
5- Hızlandırılmış Seks Sahnesini Çekmek 28 Dakika Sürdü
Alex’in iki kadınla birlikte olduğu seks sahnesini çekmek tam olarak 28 dakika sürdü. Stanley Kubrick bu sahnede özellikle cinsellik içeriğinden ötürü sansürlenmesini engellemek için hızlandırma tekniğini kullandı. Film 18+ yaş sınırı aldı; ancak tabii ki nedeni sadece bu sahneyi içermesi değildi. Bu engel sebebiyle sansür yönetimi bu tekniğin pornografi sektöründe de kullanılacağından korkmuşlardı.