Dekadraj’ın yeni bölümde Güvenç Atsüren ve Ekin Can Göksoy, sessiz dönemden 60’lara kadar birçok başyapıta imza atmış, kendine has “aşkın” bir sinema dili yaratmış Danimarkalı yönetmen Carl Th. Dreyer’in filmlerini masaya yatırıyor.
Hayattının ilk döneminde gazetecilik yapan ve sinema sektörüyle bu vesileyle içli dışlı Carl Th. Dreyer, İskandinav sineması deyince akla gelen isimlerden biri değil. Fakat tüm zamanların en iyileri listelerinde onun adına sıklıkla rastlayabiliyoruz, özellikle de 1928 yapımı Jeanne d’Arc’ın Tutkusu – La passion de Jeanne d’Arc filmiyle. Aslında Dreyer, Avrupa’nın birçok ülkesinde hem sessiz hem de sesli dönemde çok önemli filmlere imza atmış bir isim. Bunlar arasında Alman Dışavurumculuğu’ndan esintiler taşıyan gerçeküstücü korku filmi Vampyr, seyirciyi 17. yüzyıla, cadı adı dönemine götüren Gazap Günü – Vredens dag, kurumsallaşmış din mevhumunu benzersiz bir sinema diliyle sorgulayan Söz – Ordet ve saf aşkın peşindeki bir kadına odaklanan Gertrud’u sayabiliriz.
Dekadraj #13: Carl Th. Dreyer
Dekadraj’ın yeni bölümünde Güvenç Atsüren ve Ekin Can Göksoy, filmleriyle benzersiz bir sinema dili yaratarak içi boşalmaya yüz tutmuş “aşkın” sinema söylenin altınını kesinlikle dolduran Danimarkalı yönetmen Carl Th. Dreyer’i konuşuyor. Bu podcast’i aşağıdaki linklerden dinleyebilirsiniz.
