Öznenin kamera karşısında geliştirdiği tutum, sinemanın bir politik medyum olarak işlevini de biçimlendiren önemli etkenlerden biri. Bireyin inşasının belirli psikolojik ve sosyolojik süreçler çevresinde bir bütün olarak sinema perdesinde seyircilerin önüne gelmesi, sinemanın voyöristik yapısının kodlarını da önümüze sunuyor. 68. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’nın sahibi olan Adina Pintilie imzalı Touch Me Not, hem kameranın temas noktalarını hem de bedenin kamera karşısında konumlandırıldığı yeri tartışmalı bir noktadan seyircilere aktarıyor. Touch Me Not, bir film yapımcısı olan Laura’nın (Laura Benson) temas alanı üzerine sorgulamalarıyla açılıyor. Yakınlık, his, bedenin bir kimliğe bürünmesi ve onun keşfi üzerine kurulan düzlemde, hem kurmaca hem de gerçek dünyada Laura’nın karşılaştığı çatışmaların toplamını izliyoruz bizler de. Bu çatışmalara bireyin kendi bedenini, gördüğü imajla birlikte tanımlamasından kaynaklı kadraj seçimleri eşlik ediyor. Filmin gösteriminin ardından birçok sinema yazarının dikkat çektiği ve Touch Me Not’ın olumsuz hanesine yazdığı noktalardan biri bu. Teşhirin anlatının zedelenmesine sebebiyet verdiğini vurgulayan çoğu eleştiri, filmdeki çıplaklığın Laura’nın içinde bulunduğu konumu gölgelediğine işaret ediyordu. Lâkin filmin kurulduğu imaj ve benlik ilişkisinde, kameranın işlevsellik alanının sorgulanması bu “teşhirci” yapının nedenini de açıklıyor esasen.  Touch Me Not: Aynada Gördüğüm Lacan’ın ayna evresinden gücünü alan bu yapı, bilincin kurulumundan yani bireyin bebeklik döneminden getirdiği bir benlik yaratma arzusuna dayanıyor. Tüm iletişimin, ilişkilerin, dış dünyayla olan tanımın göz yansımasıyla ve bu yansımanın yarattığı aynayla ilişkilendirildiği teorinin yeni bir benlik inşa etmedeki yeri, bireyi oluşturan en önemli yapıtaşı. Touch Me Not’ta gördüğümüz çıplaklık hâlini benliğin ilkel yüzü olarak ele aldığımızda, bireyin “medenileşme” evresinin bir kenara bırakılarak içindeki saf ve ilkel benliğin ortaya koyduğu kimlikler açığa çıkıyor. Kurallarla, sosyal yapıyla ve akla gelebilecek diğer dış etkenlerle bütünleşmeyen bu yapı, filmdeki karakterleri de gerçek ve mecazi anlamda bir çıplaklıkla tanımlıyor perdede. Bu çıplaklığın, Laura’nın merkezde durduğu temas çizgilerini netleştirmesi ise kamera vasıtasıyla gerçekleşiyor. Touch Me Not Lacan’ın aynasını kamerayla hem karakterlerine hem de biz seyircilere tanıtıyor böylelikle. Bu durumda filmin iki çatı üzerine kurulduğunu söyelemek de mümkün oluyor. Karakterlerle seyirci konumunda kendisini tanımlayan bizlerin kamerayla kurduğu ilişki ve filmin dünyasında gerçeklikle bağını sorgulayan Laura’nın kamerayla kurduğu ilişki hem onun kendinde keşfetmesi gereken özellikleri hem de bizim gerçek ve kurmaca dünya arasında kalan benliğimizi iki farklı koldan anlatmayı seçiyor. Filmin açılışından itibaren kameranın yansımasının Laura’nın dünyasındaki önemi, filmin finalini yapacağı ve Laura’nın dansıyla bu finali taçlandıracağı ana kadar etkisini koruyor aynı zamanda. Başkasının gözünden gördüğümüz dünya Laura için de benzer şekilde işliyor. Bir yansımanın ardından kendi kimliğinin keşfinin peşine düşen karakter, diğer karakterlerle kurduğu/kuramadığı bağı tensel temaslarla bu yansımadan kurtarma yani kendini gördüğü imajdan ayırıp bir bütün olarak gerçekliğin içine atılma çatışmasının peşine düşüyor film boyunca. İnsanın ilkel hâlinin bu kurmaca dünyada bizlere yansıtılması diğer boyutta yani seyirci ve film ilişkisi içinde de kameranın ilkel boyutuna dönüşüyor. Sinemanın voyöristik yapısı, seyircilerin nazarının, karakterlerin dünyasına etkisi bu çatışmayı yine kamera aracılığıyla ortaya koyuyor. Filmdeki kamera kurulduğu andan itibaren, hem Touch Me Not’ın hem de bizlerin dünyasında görünen imajın anlamı değişerek, benliğimizle başbaşa kalacağımız anlar birbiri ardına sıralanıyor. Senenin imaj ve benlikle ilgili en zorlayıcı anlatı yapısına sahip yapımlarından biri olan Touch Me Not, sinemanın işlevine…

Yazar Puanı

Puan - 72%

72%

Senenin imaj ve benlikle ilgili en zorlayıcı anlatı yapısına sahip yapımlarından biri olan Touch Me Not, sinemanın işlevine dair akılda açacak tartışmalar için bile kaçırılmaması gereken filmlerden. 

Kullanıcı Puanları: 4.12 ( 6 oy)
72

Öznenin kamera karşısında geliştirdiği tutum, sinemanın bir politik medyum olarak işlevini de biçimlendiren önemli etkenlerden biri. Bireyin inşasının belirli psikolojik ve sosyolojik süreçler çevresinde bir bütün olarak sinema perdesinde seyircilerin önüne gelmesi, sinemanın voyöristik yapısının kodlarını da önümüze sunuyor. 68. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’nın sahibi olan Adina Pintilie imzalı Touch Me Not, hem kameranın temas noktalarını hem de bedenin kamera karşısında konumlandırıldığı yeri tartışmalı bir noktadan seyircilere aktarıyor.

Touch Me Not, bir film yapımcısı olan Laura’nın (Laura Benson) temas alanı üzerine sorgulamalarıyla açılıyor. Yakınlık, his, bedenin bir kimliğe bürünmesi ve onun keşfi üzerine kurulan düzlemde, hem kurmaca hem de gerçek dünyada Laura’nın karşılaştığı çatışmaların toplamını izliyoruz bizler de. Bu çatışmalara bireyin kendi bedenini, gördüğü imajla birlikte tanımlamasından kaynaklı kadraj seçimleri eşlik ediyor. Filmin gösteriminin ardından birçok sinema yazarının dikkat çektiği ve Touch Me Not’ın olumsuz hanesine yazdığı noktalardan biri bu. Teşhirin anlatının zedelenmesine sebebiyet verdiğini vurgulayan çoğu eleştiri, filmdeki çıplaklığın Laura’nın içinde bulunduğu konumu gölgelediğine işaret ediyordu. Lâkin filmin kurulduğu imaj ve benlik ilişkisinde, kameranın işlevsellik alanının sorgulanması bu “teşhirci” yapının nedenini de açıklıyor esasen. 

Touch Me Not: Aynada Gördüğüm

Lacan’ın ayna evresinden gücünü alan bu yapı, bilincin kurulumundan yani bireyin bebeklik döneminden getirdiği bir benlik yaratma arzusuna dayanıyor. Tüm iletişimin, ilişkilerin, dış dünyayla olan tanımın göz yansımasıyla ve bu yansımanın yarattığı aynayla ilişkilendirildiği teorinin yeni bir benlik inşa etmedeki yeri, bireyi oluşturan en önemli yapıtaşı. Touch Me Not’ta gördüğümüz çıplaklık hâlini benliğin ilkel yüzü olarak ele aldığımızda, bireyin “medenileşme” evresinin bir kenara bırakılarak içindeki saf ve ilkel benliğin ortaya koyduğu kimlikler açığa çıkıyor. Kurallarla, sosyal yapıyla ve akla gelebilecek diğer dış etkenlerle bütünleşmeyen bu yapı, filmdeki karakterleri de gerçek ve mecazi anlamda bir çıplaklıkla tanımlıyor perdede. Bu çıplaklığın, Laura’nın merkezde durduğu temas çizgilerini netleştirmesi ise kamera vasıtasıyla gerçekleşiyor. Touch Me Not Lacan’ın aynasını kamerayla hem karakterlerine hem de biz seyircilere tanıtıyor böylelikle. Bu durumda filmin iki çatı üzerine kurulduğunu söyelemek de mümkün oluyor. Karakterlerle seyirci konumunda kendisini tanımlayan bizlerin kamerayla kurduğu ilişki ve filmin dünyasında gerçeklikle bağını sorgulayan Laura’nın kamerayla kurduğu ilişki hem onun kendinde keşfetmesi gereken özellikleri hem de bizim gerçek ve kurmaca dünya arasında kalan benliğimizi iki farklı koldan anlatmayı seçiyor. Filmin açılışından itibaren kameranın yansımasının Laura’nın dünyasındaki önemi, filmin finalini yapacağı ve Laura’nın dansıyla bu finali taçlandıracağı ana kadar etkisini koruyor aynı zamanda. Başkasının gözünden gördüğümüz dünya Laura için de benzer şekilde işliyor. Bir yansımanın ardından kendi kimliğinin keşfinin peşine düşen karakter, diğer karakterlerle kurduğu/kuramadığı bağı tensel temaslarla bu yansımadan kurtarma yani kendini gördüğü imajdan ayırıp bir bütün olarak gerçekliğin içine atılma çatışmasının peşine düşüyor film boyunca. İnsanın ilkel hâlinin bu kurmaca dünyada bizlere yansıtılması diğer boyutta yani seyirci ve film ilişkisi içinde de kameranın ilkel boyutuna dönüşüyor. Sinemanın voyöristik yapısı, seyircilerin nazarının, karakterlerin dünyasına etkisi bu çatışmayı yine kamera aracılığıyla ortaya koyuyor. Filmdeki kamera kurulduğu andan itibaren, hem Touch Me Not’ın hem de bizlerin dünyasında görünen imajın anlamı değişerek, benliğimizle başbaşa kalacağımız anlar birbiri ardına sıralanıyor.

Senenin imaj ve benlikle ilgili en zorlayıcı anlatı yapısına sahip yapımlarından biri olan Touch Me Not, sinemanın işlevine dair akılda açacak tartışmalar için bile kaçırılmaması gereken filmlerden. 

Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information