Yeni filmi, 69. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışacak olan Emin Alper, festival öncesi Kız Kardeşler ve Türkiye sinemasının dünya festivallerindeki yeri hakkında konuştu.
İlk filmi Tepenin Ardı ile Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde Caligari Ödülü kazanan, ikinci filmi Abluka ile Venedik Film Festivali’nin Ana Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’nün sahibi olan Emin Alper, bu yıl 3. filmi Kız Kardeşler ile izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Dünya prömiyerini bu yıl 7-17 Şubat tarihlerinde düzenlenen 69.Berlin Film Festivali’nde yapacak olan Kız Kardeşler, festivalin Ana Yarışma bölümünde Altın Ayı için yarışacak.
Başrollerinde Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel, Helin Kandemir, Kayhan Açıkgöz, Müfit Kayacan ve Kubilay Tunçer’in yer aldığı film, annelerinin ölümünün ardından kasabaya besleme olarak verilen üç kız kardeşin, yıllar sonra köylerine geri dönmesini ve birbirleriyle yüzleşmelerini konu alıyor.
Berlin Film Festivali öncesi Gece Gündüz programına konuk olan Emin Alper, hem yeni filmi hakkında hem de Türkiye sinemasının dünyadaki yeri hakkında görüşlerini paylaştı.
Emin Alper, Kız Kardeşler’in Türkiye Prömiyerini İstanbul Film Festivali’nde Yapmak İstediklerini Açıkladı
Berlin Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümünde yer alacakları için heyecanlı olduklarını söyleyen Alper, Berlin’in Venedik Film Festivali’ne göre çok daha büyük bir seyirci festivali olduğunu ifade etti ve Berlinale Palast’ta binlerce seyircinin karşısına çıkmanın ayrı bir heyecanı olduğunu belirtti.
Yeni filminde başrolleri üç genç oyuncuya emanet etmesi hakkında da konuşan Alper, genç oyuncuların sette tecrübeli oyunculara kıyasla daha çabuk paniğe kapılabildiğini, özgüvenlerinin daha çabuk kırılabildiğini, fakat çekimlere başlamadan önce yaptıkları provalarla bu sıkıntıları aştıklarını söyledi.
Tepenin Ardı ve Abluka uluslararası festivallerde adından söz ettirmeyi başardığı için yeni filminin festival programcıları tarafından beklendiğini söyleyen Alper, bu yüzden film için bir kulis çalışması yapmaları gerekmediğini belirtti. Birçok yönetmenin ilk filmleriyle festivallerde yer aldığını ama 2. film ile festivallere çağrılmanın daha zor olduğunu söyleyen Alper, 2. filmi de festivallerde gösterilen sinemacıların bu noktadan sonra herhangi bir kulis veya PR çalışması yapmadan filmleriyle dikkat çekebildiklerini belirtti.
Kız Kardeşler’in ilk iki filminden farklı olduğunu söyleyen Alper, Tepenin Ardı ve Abluka’da ortak olan paranoya ve politik kontekst unsurlarının bu filmde olmadığını belirtti. Kız Kardeşler, erkekler yerine kadın karakterleri merkezine alan bir hikâye anlatmasıyla da yönetmenin ilk filmlerinden ayrılıyor. Alper ayrıca yeni filminin daha karakter odaklı ve diyalog ağırlıklı olduğuna dikkat çekiyor.
Filmin dünya festivallerindeki yolculuğunun Berlin Film Festivali’nden sonra da devam edeceğini söyleyen Alper, Kız Kardeşler’i Berlin’de izleyen festival programcılarının filmi kendi festivallerine de çağıracağını söyledi. Alper, filmin Türkiye prömiyerini ise nisan ayında düzenlenecek İstanbul Film Festivali‘nde yapmak istediklerini açıkladı.
Dünya festivallerinde Türkiye sinemasına ilginin arttığını söyleyen Alper, bununla birlikte henüz İran sineması veya Romen sineması gibi eşikleri aşamadıklarını ifade etti. Alper, bunun hem uluslararası festivallerde yer alan yerli yönetmenlerin sayısı ile hem de sinema tarzı oluşturmakla ilgili olduğunu düşünüyor. İran ve Romen sinemalarının kendilerine has bir tarzı olduğunu söyleyen Alper, böyle belirgin bir tarza sahip olmanın bir ülkenin sinemasını daha popüler hâle getirdiğini, Türkiye sinemasının ise henüz böyle bir tarza sahip olmadığını belirtti.
Türkiye filmlerinin Oscar ödüllerinde yer bulamaması hakkında ne düşündüğü sorulan yönetmen, Akademi’nin hem seyirciye yönelik olan hem de sanatsal özellikleri bir arada barındıran filmleri ödüllendirdiğini, Türkiye sinemasının ise henüz bu dengeyi tutturamadığını söyledi. Alper, Türkiye’nin aday adayı olarak seçtiği filmlerin de şu ana kadar adaylık kazanamamızda etkiliği olduğunu düşünüyor.
Kaynak: NTV
