Kariyerlerinin başından bu yana Avrupa medeniyetinin günümüzdeki yansımasının oluşturduğu sorunlara dair güçlü anlatılar sunarken, bütünlüklü bir filmografi inşa edip isimlerini çağdaş sosyal gerçekçi sinemanın en önemli isimleri arasına yazdıran Dardenne Kardeşler, yeni filmleri Genç Ahmed'de de benzer sularda yüzüyor. Kardeşler'in daha önce 1999 yapımı Rosetta ve 2005 yapımı Çocuk - L'enfant ile iki kez Altın Palmiye'ye uzandıkları Cannes Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan ve En İyi Yönetmen Ödülü'ne layık görülen yeni filmi, Avrupa'da yaşayan Müslüman bir ailenin çocuğu olan ergenlik çağındaki Ahmed'i takip ederken, bir yandan yükselmekte olan radikal dinciliğin doğurması muhtemel sonuçlara dair fikir yürütüyor. Genç Ahmed'in dört başı mamur bir Dardenne Kardeşler filmi olması için tüm şartlar mevcut aslında. Merkezine aldığı karakteri sürekli takip eden omuz kamerası ile seyirciyi "gerçek" olayların -ya da daha genel ifade edersek Avrupa'da yaşananlar sorunların- tam ortasına bırakan yönetmenler, artık ustalaştıklarını söyleyebileceğimiz bu biçimsel tercihle devam ediyorlar yeni eserlerinde de. Filme adını veren Ahmed'i ve çevresinde olan bitenleri tarafsız bir şekilde seyirciye tanışmak gayesiyle başlıyor anlatı. Görüyoruz ki bu genç adam, bir şekilde dâhil olduğu cemaatin ve bu cemaatin kanaat önderinin fazlasıyla etkisinde. Dini vecibelerini eksiksiz yerine getirmek için büyük gayret gösteriyor, haram olduğu için kadınlarla el sıkışmıyor, içki içen annesine karşı öfke duyuyor. Dardenne Kardeşler'in, karakterin radikal yönelimini ve bunun sonucunda çevresiyle yaşadığı sorunları seyirciye aktardıkları ilk bölüm, yukarıda bahsettiğimiz dini kökenlere dayanan eylemlerin altını kalın kalın çizmesiyle oldukça didaktik bir hâl alıyor. Yönetmenlerin, ana karakterin radikalleşmesini bu kadar doğrudan bir yolla gösteriyor oluşu, Ahmed'i de sempati kurulması neredeyse olanaksız bir karakter hâline getiriyor. Duygularını belli etmeyen, "poker suratlı" Ahmed'in eylemlerini şiddet boyutuna taşıması girişimiyle olay örgüsünün seyri de yeni bir yola giriyor. Genç Ahmed: Sinema Yerine Mesele Mensubu olduğu cemaatin öğretilerini hiçbir noktada sorgulamayan, daha doğrusu sorgulayıp sorgulamadığına dair bir bilgiye sahip olmadığımız Ahmed, tam da bu sebeple fazlasıyla tek boyutlu, yönetmenlerin kökten dincilik üzerine söylemek istediklerini söyleyebilmek için yarattıkları bir figüre dönüşüyor. Bu bağlamda Ahmed'in, Dardenne Kardeşler filmografisinin en düz karaktelerinden biri olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Karakterin bu tek boyutlu kurulumu, Genç Ahmed'in Avrupa'daki sosyal ekonomik durum ya da sorunların doğurduğu ikircikli sonuçların bir sorgulaması değil, yönetmenlerin mevcut durum hakkında sözlerini söyleme girişimi olması minvalinde bir sonuç doğuruyor. Zira yönetmenler, daha önceki Rosetta ya da Oğul - Le fils gibi filmlerindeki Ahmed'le akran karakterlerini, bu gençlerin altında yaşadıkları sorunları aynalayacak şekilde yaratıyorlar, böylelikle de Avrupa'nın iki yüzlülüğünü güçlü bir dramatik yapı ile seyircinin yüzüne adeta çarpıyorlardı. Ahmed ise, yönetmenlerin mevcut durumu aynalamak şöyle dursun, Dardenne Kardeşler'in fikirlerini seyirciye neredeyse dayatıyor. Usta yönetmenlerin daha önceki filmlerinde de emekten, ezilenden yana bir tavır her zaman görülebiliyordu elbet. Fakat Genç Ahmed'deki problem, hikâyenin Avrupa'daki Müslüman toplumunun durumuna dair herhangi bir done sunmadan, başkarakter üzerinden kökten dinciliğe el atmasında. Bu karakterin de tek boyutlu yapısına ek olarak, mensubu olduğu komünitenin dinamiklerinin anlatı içinde bir şekilde geçiştirilmesi, cinayet girişiminden itibaren anlatının tüm ağırlığını, "acaba ne olacak" sorsuna çekerken, Dardenneler'den beklenecek sosyal hassasiyetleri eksikliğini doğuruyor. Pek tabii ki, yönetmenlerden bağımsız olarak herhangi bir sinema filminden sosyal hassasiyet beklemek yanıltıcı olacaktır. Lakin, cinayet girişimi sonucu Ahmed'in hayatındaki kırılmalar…

Yazar Puanı

Puan - 55%

55%

Dardenne Kardeşler'in yeni filmi, Avrupa'da yaşayan Müslüman bir ailenin çocuğu Ahmed'i takip ederken, bir yandan da yükselmekte olan radikal dinciliğin doğurması muhtemel sonuçlara dair fikir yürütüyor.

Kullanıcı Puanları: 2.64 ( 9 oy)
55

Kariyerlerinin başından bu yana Avrupa medeniyetinin günümüzdeki yansımasının oluşturduğu sorunlara dair güçlü anlatılar sunarken, bütünlüklü bir filmografi inşa edip isimlerini çağdaş sosyal gerçekçi sinemanın en önemli isimleri arasına yazdıran Dardenne Kardeşler, yeni filmleri Genç Ahmed’de de benzer sularda yüzüyor. Kardeşler’in daha önce 1999 yapımı Rosetta ve 2005 yapımı Çocuk – L’enfant ile iki kez Altın Palmiye’ye uzandıkları Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan ve En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görülen yeni filmi, Avrupa’da yaşayan Müslüman bir ailenin çocuğu olan ergenlik çağındaki Ahmed’i takip ederken, bir yandan yükselmekte olan radikal dinciliğin doğurması muhtemel sonuçlara dair fikir yürütüyor.

Genç Ahmed’in dört başı mamur bir Dardenne Kardeşler filmi olması için tüm şartlar mevcut aslında. Merkezine aldığı karakteri sürekli takip eden omuz kamerası ile seyirciyi “gerçek” olayların -ya da daha genel ifade edersek Avrupa’da yaşananlar sorunların- tam ortasına bırakan yönetmenler, artık ustalaştıklarını söyleyebileceğimiz bu biçimsel tercihle devam ediyorlar yeni eserlerinde de. Filme adını veren Ahmed’i ve çevresinde olan bitenleri tarafsız bir şekilde seyirciye tanışmak gayesiyle başlıyor anlatı. Görüyoruz ki bu genç adam, bir şekilde dâhil olduğu cemaatin ve bu cemaatin kanaat önderinin fazlasıyla etkisinde. Dini vecibelerini eksiksiz yerine getirmek için büyük gayret gösteriyor, haram olduğu için kadınlarla el sıkışmıyor, içki içen annesine karşı öfke duyuyor. Dardenne Kardeşler’in, karakterin radikal yönelimini ve bunun sonucunda çevresiyle yaşadığı sorunları seyirciye aktardıkları ilk bölüm, yukarıda bahsettiğimiz dini kökenlere dayanan eylemlerin altını kalın kalın çizmesiyle oldukça didaktik bir hâl alıyor. Yönetmenlerin, ana karakterin radikalleşmesini bu kadar doğrudan bir yolla gösteriyor oluşu, Ahmed’i de sempati kurulması neredeyse olanaksız bir karakter hâline getiriyor. Duygularını belli etmeyen, “poker suratlı” Ahmed’in eylemlerini şiddet boyutuna taşıması girişimiyle olay örgüsünün seyri de yeni bir yola giriyor.

Genç Ahmed: Sinema Yerine Mesele

Mensubu olduğu cemaatin öğretilerini hiçbir noktada sorgulamayan, daha doğrusu sorgulayıp sorgulamadığına dair bir bilgiye sahip olmadığımız Ahmed, tam da bu sebeple fazlasıyla tek boyutlu, yönetmenlerin kökten dincilik üzerine söylemek istediklerini söyleyebilmek için yarattıkları bir figüre dönüşüyor. Bu bağlamda Ahmed’in, Dardenne Kardeşler filmografisinin en düz karaktelerinden biri olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Karakterin bu tek boyutlu kurulumu, Genç Ahmed’in Avrupa’daki sosyal ekonomik durum ya da sorunların doğurduğu ikircikli sonuçların bir sorgulaması değil, yönetmenlerin mevcut durum hakkında sözlerini söyleme girişimi olması minvalinde bir sonuç doğuruyor. Zira yönetmenler, daha önceki Rosetta ya da Oğul – Le fils gibi filmlerindeki Ahmed’le akran karakterlerini, bu gençlerin altında yaşadıkları sorunları aynalayacak şekilde yaratıyorlar, böylelikle de Avrupa’nın iki yüzlülüğünü güçlü bir dramatik yapı ile seyircinin yüzüne adeta çarpıyorlardı. Ahmed ise, yönetmenlerin mevcut durumu aynalamak şöyle dursun, Dardenne Kardeşler’in fikirlerini seyirciye neredeyse dayatıyor. Usta yönetmenlerin daha önceki filmlerinde de emekten, ezilenden yana bir tavır her zaman görülebiliyordu elbet. Fakat Genç Ahmed’deki problem, hikâyenin Avrupa’daki Müslüman toplumunun durumuna dair herhangi bir done sunmadan, başkarakter üzerinden kökten dinciliğe el atmasında. Bu karakterin de tek boyutlu yapısına ek olarak, mensubu olduğu komünitenin dinamiklerinin anlatı içinde bir şekilde geçiştirilmesi, cinayet girişiminden itibaren anlatının tüm ağırlığını, “acaba ne olacak” sorsuna çekerken, Dardenneler’den beklenecek sosyal hassasiyetleri eksikliğini doğuruyor. Pek tabii ki, yönetmenlerden bağımsız olarak herhangi bir sinema filminden sosyal hassasiyet beklemek yanıltıcı olacaktır. Lakin, cinayet girişimi sonucu Ahmed’in hayatındaki kırılmalar da oldukça karikatürize ve “fazla” iyi niyetli kalıyor.

Genç Ahmed, Dardenne Kardeşler’in önceki filmleriyle girdikleri Meçhul Kız – La fille inconnue ile girdikleri düşüş trendinin bir devamı olarak değerlendirilebilir şimdilik. Zira bu iki film de yaratıcılarının politik tutum ve hikâye anlatıcılığı arasındaki dengeyi es geçerek, odaklarını toplumun genelinden, bireylere daralttıkları, doğrudan “mesele filmleri” yapmaya başladıklarına dair bir tehlikenin habercisi olabilir.

Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information