Guillermo del Toro, Netflix’te yayınlanacak yeni filmi Pinocchio hakkında konuşurken jüri başkanlığını yaptığı 75. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan’ı kazanan Alfonso Cuarón imzalı Roma’yla ilgili düşüncelerini de dile getirdi.
Geçtiğimiz yıl Suyun Sesi – The Shape of Water’la Oscar kazanan Guillermo del Toro, Netflix’te yayınlanacak yeni filmi Pinocchio’nun hazırlıklarıyla uğraşıyor. Bilindiği üzere film, klasikleşmiş Pinocchio masalını yeniden anlatacak. Stop-motion olarak çekilecek film, 1930’ların İtalyası’nda geçecek.
Uzun zamandır bu projeyi hayata geçirmek isteyen başarılı yönetmen, Collider’a verdiği bir demeçte yeni filmi hakkında konuştu. Hayatı boyunca animasyonlara karşı özel bir ilgisi olduğunu belirten del Toro, kişisel olarak karakterle derin bir bağ kurduğunu belirtti. Pinokyo’yu Frankenstein’a çok benzeten yönetmen, bu filmi neden çekmek istediğini şu şekilde açıkladı:
“Çocukken Pinokyo figürü ile aramda bir yakınlık hissettim. Kendisiyle ve sevilip sevilmemesiyle yakından ilgilendim. Sevilmek için gerçek bir çocuğa dönüşmeli mi? Neden olduğu gibi sevilmiyor? Neden sevgi dolu ebeveynlerin kusurlu çocukları olmasın? Bunlar benim karaktere bağlandığım şeylerdi.
Benim için Pinokyo’nun güzelliği, onun mükemmel bir yaratık olmamasından geliyor. O çok zor bir çocuk. Ama istediği şeyler ile diğerleri arasındaki sınırı öğrenen bir çocuk. Bu açıdan Frankenstein’a çok benziyor: Kendisinden uzaklaşan bir baba tarafından doğal olmayan yollarla yaratılan ve başarısızlık, acı ve yalnızlık ile dünyanın yollarını öğrenmek zorunda olan bir yaratık. Bu yüzden insanların Pinokyo’yu algılayış şekillerinden çok farklı. Onu görüyorum ve Pinokyo’nun tuhaf, garip bir yaratık olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden onu seviyorum.”
Bununla beraber, del Toro, faşizmin yükselişi sırasında yaşayan bir kukla olduğu için Pinocchio’nun politik bir film olacağını sözlerine ekledi. 1930’ların İtalyası’nı, filme iyi bir şekilde yansıtacağını belirtti.
Guillermo del Toro: “Roma Favori Filmlerimden Biri.”
Öte yandan del Toro, yakın arkadaşı Alfonso Cuarón’un tüm dünyada ses getiren yeni filmi Roma hakkında da konuştu. Yönetmenin jüri başkanlığını yaptığı 75. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan Ödülü’nü kazanan Roma, hem sinemalarda hem de Netflix’te gösterildi.
Netflix’in, Roma üzerinden sektördeki dengeleri değiştirmesiyle ilgili olarak del Toro, “Bence sistem, önümüzdeki beş yıl içinde büyük ölçüde değişecek. Tüm stüdyolar kendi yayın platformlarını hazırlamaya başladılar. On yıldır Pinocchio üzerinde çalışıyorum ve Hollywood’daki her stüdyoya gittim ve hepsi hayır dedi. O zaman bana evet diyen kişi, Netflix’ti. Sistem sürekli değişiyor. Hikâyeleri anlatmaya devam etmemiz gereken bir görevimiz var ve en önemlisi anlatmak istediğimiz hikâyelere karşı olan tutkumuzu korumak.” açıklamasını yaptı. Ayrıca Netflix’in, Oscar kazanan yönetmenlere destek olmasından memnun olduğunu belirtti.
Guillermo del Toro, ödül sezonuna damga vurması beklenen Roma’yı favori filmlerinden biri olarak görüyor. Roma’yı bu kadar sevmesinin nedeni, Cuarón’un kendi çocukluğundan bir hikâye anlatmasına rağmen, bunu bir çocuğun bakış açısından ele almaması. Cuarón’un bu yaklaşımından çok etkilenen Del Toro, bu açıdan yönetmene hayran kalmış.