Haftanın Kısa Filmi köşemizde bu hafta, ergenlik çağındaki bir erkeğin fantezilerini fütüristik bir uzay macerası olarak tasvir eden ve müzik kullanımıyla dikkat çeken animasyon Finding Uranus var.
İngiliz alternatif rock grubu Radiohead‘in Pablo Honey albümünde yer alan Creep şarkısı, şüphesiz ki 90’ların en büyük rock hit‘lerinden biridir. 1993 yılında yayınlanan bu klasiğin sözlerine baktığımızda hoşlandığı kişinin onun için “fazla” iyi olduğunu düşünen, içine bulunduğu ortama yabancılaşmış birinin serzenişlerini görürüz genel itibarıyla. Creep’in bu denli sevilmesinin, neredeyse bir marşa dönüşmesinin ardında da hemen hemen herkesin hayatında bir kez olsun yaşadığı bu duyguları, dolaysız bir şekilde dışa vuruyor olması yatar büyük ölçüde. Ivan Li’nin Ottawa Uluslararası Animasyon Festivali’nde En İyi Öğreni Animasyonu seçilen filmi Finding Uranus de kaynağını bu duygu durumundan, ilhamını da bu şarkıdan alıyor. Yönetmen Li, bu duygu durumunu fütüristik bir maceraya dönüştürebildiği gibi, Creep’in farklı versiyonunu barındırarak müzik kullanımı konusunda oldukça başarılı bir iş çakıyor.
Finding Uranus: Bir Ergenin Fütüristik Fantezisi
Film, ifade ettiklerinin yanında yazı tipi ve renk olarak Gaspar Noé filmlerini andıran, seyirciyi görecekleri karşısında tedbirli olmaya çağıran bir yazı ile açılıyor. Hemen ardından geçtiğimiz yılın çokça konuşulan antolojisi dizisi Love, Death & Robots’un kimi bölümlerini andıran bir dünyada buluyoruz kendimizi. Ergenlik döneminde olduğunu tahmin edebileceğimiz genç bir erkek, bilgisayarının başında; bir kadını -son dönemin popüler deyişiyle- stalk’luyor. Kadının eşini gördüğünde gösterdiği tepkilerden anladığımız kadarıyla, kendisini -benzer dönemi yaşayan birçok başka ergen gibi- yetersiz görüyor ve masturbasyon yapmaya karar veriyor. Finding Uranus’un seyri de bu eylemle birlikte değişiyor. Zira bu genç masturbasyon yapmadan önce VR gözlüğüne benzeyen bir cihaz takıyor gözlerine ve bu andan itibaren gencin yaşadıkları ve hissettikleri, animasyon teknolojisinin sağladığı imkânla yaratılmış, komik, şaşırtıcı, zihin açıcı bir düşünme pratiğine dönüşüyor. Bu 7 dakikalık filmin, Creep’in dört farklı versiyonun yanında, herhangi bir kalıba sokmanın son derece zor olduğu müzik insanı Klaus Nomi’nin The Cold Song’uyla zenginleştiğini ve unutulması güç bir deneyime dönüştüğünü de rahatlıkla söyleyebiliriz. Kapanış jeneriğindeki yazı tercihlerinin Tarantino esintileri taşıması cabası…