Bu haftanın kısa filmi, geçtiğimiz günlerde 76 yaşında hayatını kaybeden ve sinemayı sesinden ve gözünden mahrum bırakan Abbas Kiarostami‘nin 1970 yapımı ilk kısa filmi The Bread and Alley. Kısa film bizi bir köpek ile eve dönüş yolundaki bir çocuğun yollarının kesişmesi anına sürüklüyor.

Nema-ye Nazdik – Close-Up, Ta’m e guilass – Taste of Cherry, Bad ma ra khahad bord – The Wind Will Carry Us, Copie conforme – Certified Copy ve birçok şiirin beyazperdede görselleşmesine olanak sağlayan sinemanın kendine has sesi ve gözü olanlarından biri olan İranlı yönetmen Abbas Kiarostami geçtiğimiz günlerde 76 yaşında hayata veda etti. Bu veda ediş ile beraber arkasında birçok hüzünlü kalp bırakırken aynı zamanda kendi ölümünün tesellisini de izleyici için köşelere bırakmıştı. Filmlerindeki her bir cümle ile izleyici ölümü kucaklarken yaşamı da kendi yanına çekebiliyor ve böylelikle Kiarostami hayatın sesleri içerisinde kendi sesini yaratırken yaşam ve ölüm döngüsüyle beraber bir birlikteliğin içerisinde hayatın sırlarından birini veriyor. Ardında bıraktığı İran’da ve İran dışında çekilmiş uzun metraj kurmaca 13 film ve yine onlarca kısa metraj ve belgeseller ile Kiarostami sesini ve mucizesini izleyici karşılaşabilsin diye köşelere saklamış usta bir büyücü gibidir. Bu büyüyü duymaya başlamak isteyenler için de haftanın kısa filmi Kiarostami’nin 1970 yılında yazdığı ve yönettiği ilk filmi The Bread and Alley!

Korku, Bilinmezlik, Yalnızlık ve Döngü: The Bread and Alley

the-bread-and-alley-filmoverss-1

The Bread and Alley, Abbas Kiarostami’nin senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı ilk sözsüz kısa filmi. Söz ihtiyaç duymayan bir yerden yaklaşana ünlü yönetmen kısa filmde sadece bir karşılaşma anının yarattığı tesir üzerinden on dakikada bir toplumun sınırlarını ve yapısalcı çizgilerini izleyiciye sunuyor. Haftanın kısa filminde evine dönmekte olan ve elinde ekmek olan bir çocuğu görüyoruz. Bu çocuk kendi evreni içerisinde yol alırken bir teneke ile yolculuğuna devam ediyor ancak evine gideceği bir ara yolda bir anda bu yolculuk kesiliyor çünkü çocuğun evreni bir karşılaşma yaşıyor. Çocuk bir köpek ile karşılaşıyor ve bu karşılaşma anı büyük bir tesir yaratıyor. Tenekenin sesi, sokağın sessizliği, köpeğin havlaması, çocuğun kaçması. Bütün bu olanlar, etkileyenler, etkilenenler büyük bir tesir alanı yaratıyor ve bu tesir alanı içerisinde çocuk sessizlik ve korku ile başa çıkmaya çabalıyor. Fonda yer alan Paul Desmond cover’ı olan Ob-La-Di,Ob-La-Da ile hayatın sıcaklığının bir and korku ile bölünmesi ancak önyargı ve bilinmezliğin yer aldığı bu korkunun bir anda başka yöne evriliyor olması filmde hayatın mikro kozmos yansıtmalarından biri. Aynı zamanda her şeye rağmen yalnız kalma ve tarihin bir şekilde tekrar etmesi ile beraber döngünün yaşam ve ölüm gibi her alanda bir tekillik içinde olduğunu görmek izleyiciyi büyük bir tesir alanına hapsediyor ve soru işaretleri ile baş başa bırakıyor.

Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information