Yaptığı filmler ana akıma girmeyen fakat bağımsız olarak da nitelemenin pek mümkün olmadığı Gregg Araki’nin son filmi Karda Beyaz Bir Kuş-White Bird in a Blizzard beklentileri karşılayamayan vasat bir film. Laura Kasiscke’nin aynı adlı romanından uyarlanan film, yer yer gerilim dozu yükselen bir büyüme öyküsünü ele alıyor.
Liseye devam etmekte olan Kat, ergenlikle beraber bedenini ve cinselliğini keşfetmekte, erkek arkadaşıyla çeşitli maceralar yaşamakta olan akranlarından farksız bir kızdır. Dışarıdan oldukça mutlu bir izlenim uyandıran ailesi ise içeride ciddi sıkıntılar barındırmaktadır. Kat’in annesi Eve, yaşadığı monoton hayattan usanmış, kocasından rahatsız ve kızının gençliğini ve güzelliğini kıskanan biridir. Okuldan döndüğü bir gün babasının, annesinin arkasında hiç bir iz bırakmadan gittiğini söylemesiyle genç kızın hayatı ilk anda hissedilmeyen, fakat etkisi sonradan anlaşılacak bir boşlukla kaplanacaktır.
Açılış sahnesiyle güzel bir film geliyor dedirten Karda Beyaz Bir Kuş, malesef bu güzelliği ve başarıyı filmin bütününe yayamayıp, güzel sahnelere sahip sıradan bir film olmaktan öteye geçemiyor. Filmin ilk bölümü; annesinin gidişini ergenliğin getirdiği duygular pek yadırgamayan, üzerine çok düşünmeyen karakterin, zamanla içinde oluşan boşluğu doldurmak adına bilinmezleri öğrenerek rahatlamaya çalıştığı bir psikolojik-dram izlenimi uyandırıyor. İkinci bölümde ise film adeta kabuk değiştiriyor. Gerilim seviyesini bir hayli yukarı çekip, kızın haline üzülen seyirciyi olayın aslını çözmeye çalışan birer dedektife çeviriyor. Türlerin birbirleriyle dansı filmlere ustalıkla yedirildiği takdirde ortaya leziz sonuçlar çıkabiliyor fakat Karda Beyaz Bir Kuş’ta bu durum o kadar sert verilmiş ki rahatsız edici olmaktan kurtulamamış.
Uyarlama filmlerin en büyük problemlerinden olan karakterlere gerekli derinliğin verilememe durumu Karda Beyaz Bir Kuş için geçerli değil. Doğru kırpılmalar ve gerekli dahil etmeler ile yazılmış senaryo, filmdeki önemli karakterlerin hemen hepsi ile ilgili yeterli ve tutarlı bilgileri veriyor. Kat’in, psikolog seansları, arkadaşlarıyla ve ilişki yaşadığı erkeklerle konuşmalarıyla gerçeklere dair ipuçları yakalamaları güzel yansıtılabilmiş fakat seyirci filmden önde gidip olacakları tahmin edebiliyor ve bu durumda bir yerden sonra sıkıcı bir hal alıyor. Yönetmen bu durumun farkına varmış olacak ki küçük kurgusal denemelerle bunu aşmaya çalışmış fakat başarılı olamamış. Süpriz bir kırılma noktası ve ne yapsak da seyirciyi -okuyucuyu- şaşırtırız diye eklendiği belli son bölümüyle de yaratmak istediği etkiyi uyandıramıyor film.
Shailene Woodley’nin başarılı performansının yanında Eva Green, karakterinin farklı dönemlerine hayat vermesine rağmen çok da göz doldurucu bir performans sergilemiyor. Seyirciyi sıkmayan, akıcı bir film olmasına rağmen genel yapı itibariyle ortalama bir film olan White Bird in a Blizzard, karda gözükmeyecek beyaz bir kuş gibi, sinema tarihi içinde kaybolmaya mahkum bir çalışma.
Yazar Puanı
Puan - 52%
52%
White Bird in a Blizzard, karda gözükmeyecek beyaz bir kuş gibi, sinema tarihi içinde kaybolmaya mahkum bir film.