Daha önce 1998 yılında beyazperdeye taşınan 60’ların sevilen dizisi Lost in Space, Netflix’te yeniden ekrana geliyor. 13 Nisan’da Netflix’te başlayacak Lost in Space’in ilk 5 bölümünü ise sizler için inceledik.
1965 yılında Irwin Allen’ın yaratıcılığını üstlendiği Lost in Space, 84 bölüm sürmüş ve o dönemin en sevilen aile dizilerinden biri olmuştur. Yıllar yıllar sonra yani 1998 yılında Lost in Space, Stephen Hopkins tarafından beyazperdeye uyarlandı. Bir ailenin uzaydaki maceralarını anlatan kült yapım tekrardan 2004 yılında dizi olarak yapılmak istenmiş fakat başarılı bir sonuç almamıştır. Şimdi ise Netflix bu kült yapımı yeniden ekrana getirmeye hazırlanıyor. İlk sezonu önümüzdeki günlerde yayınlanacak dizinin ilk 5 bölümünü ise sizler için inceledik. Bünyesinde farklı türden birçok dizi ve film barındıran Netflix’in aile boyu izlenebilecek başarılı bir yapıma imza attığını şimdiden söyleyebiliriz.
***Yazının bundan sonrası Lost in Space’in ilk 5 bölümü ile ilgili keyif kaçırıcı detaylar (spoiler) içerir.***
Dünyaya bir gök taşı çarpar ve bu gök taşı dünyayı direkt olarak yok etmese de çarpmanın etkisiyle ekosistemi epey değiştirmiştir. Dünya artık yaşanılmaz bir yer hâline gelir. Bu yüzden insanlık başka bir gezegende yaşamını sürdürmek için uzaya koloniler göndermeye çalışır. Bu noktada işe dizinin baş karakterleri dahil olur: Robinson ailesi. Robinson ailesi, belirli testlerden geçerek daha iyi bir dünyada hayat kurmak için uzaya gönderilmeye hak kazanan ailelerden biridir. Dizi, Robinson ailesinin yeni bir koloni oluşturmak için çıktıkları uzay yolculuğunun beklenmedik bir kaza sonucu değişmesiyle başlar. Kolonileri uzaya gönderecek ana gemi Resolute’da bir kaza meydana gelir ve Robinson ailesi, yeni bir hayat için gitmeleri gereken gezegenden farklı bir gezegene düşer. Artık evlerinden binlerce ışık yılı uzakta olan Robinson ailesi düştükleri bu gezegende hayatta kalmaya çalışır.
Dizinin çıkış noktası aşağı yukarı böyledir. Dizinin ilk bölümleri bu ailenin düştükleri gezegende yaşam mücadelesi vermesine odaklanıyor. Düştükleri gezegen; bir yandan buzul çağı yaşarken diğer yandan günlük güneşlik büyük bir ormanın bulunduğu garip bir iklime sahip, aynı zamanda da tuhaf yaratıklara ev sahipliği yapar. Robinson ailesi, bu tuhaf gezegende hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da aralarındaki ilişkiyi onarmaya çalışır. Burada Robinson ailesinin bireylerinden de bahsetmek gerekir. Ailenin babası John Robinson (Toby Stephens) bu uzay macerasına çıkmadan önce profesyonel bir askerdir. Sürekli görevden göreve giden John ailesinden de bu yüzden sürekli uzaktır. Yani çocuklar da babalarından uzak büyürler. John’un ailesinden uzak olmasıyla aralarındaki bağ artık yıpranmıştır. Uzay macerası da işte bu döneme denk gelir ve aile dağılmadan ikinci bir şans olarak uzayda bir arada olmaya çalışırlar. Fakat ailesi için kararları uzayda Maureen Robinson (Molly Parker) vermektedir. John, Maureen ve çocuklar arasındaki bu aile bağlarının yeni bir hayat içerisinde ne denli onarılacağı da merak konusudur. Dizi bu noktada aslında aile kurumunu derinlikleriyle ele almaya çalışır. Robinson ailesinin zorlu şartlar altında bir arada her şeyin üstesinden geldiğini göstererek aile bağının hayatta kalmak için öncül bir kavram olduğunun altını çizer. Sonrasında bu aileye, ailenin en ufak bireyi Will Robinson’ın (Maxwell Jenkins) tanıştığı robotun da katılmasıyla aslında her şey değişir. Will ile robot arasında güzel bir arkadaşlık bağı oluşur fakat ailenin babası John Robbinson bu gizemli robota karşı her zaman mesafeli durur. Orijinal serinin 60’lardaki versiyonu ve 1998’deki sinemaya uyarlanmış hâlinde robotun tasarımı dönemin de şartlarından dolayı basittir. Netflix versiyonunda ise robotun tasarımı, biraz günümüz bilimkurgu janrından aşina olduğumuz şekilde ve insan formunda yapılmış. Robotun gizemli tarafını ve olaylara karşı verdiği tepkilere göre oldukça başarılı bir tasarım düşünüldüğünü söyleyebiliriz.

Robinson ailesindeki tek yenilik yalnızca robot değildir. Seri yalanlar söyleyen, gizemli ve sürekli tedirgin tavırlarıyla dikkat çeken Dr. Smith (Parker Posey), bu maceranın en etkin karakterlerinden biridir. Kendisi tam bir ‘hayatta kalma’ ustasıdır ama bunu çok da tasvip edilecek yollarla yapmaz. Dizinin ilk bölümlerinde de Dr. Smith, Robinson ailesi ile birlikte hareket eder ve aile bireylerinden uzak gizli planlar yapmaya devam eder. Dizi, Dr. Smith’in bu planlarının motivasyonunun neye dayandığına ilk etapta pek değinilmese de aslında bir yandan da attığı zincirleme yalanların ortaya çıkmaması için mücadele ettiği de göz önündedir. Bu arada Dr. Smith karakterine hayat veren Parker Posey’in oyunculuğu da fevkaladedir. Aynı serinin 1998 yılında sinemaya uyarlandığı versiyonunda Dr. Smith’i oynayan Gary Oldman oyunculuğuyla serinin birçok hayranının beğenisini kazanmıştı. Serinin Netflix uyarlamasında da Parker Posey’in aynı şekilde başarılı bir oyunculuk sergilediğini de söyleyebiliriz.