I Am Love, A Bigger Splash, Call Me by Your Name ve Suspiria gibi filmlerin yönetmeni Luca Guadagnino’dan 6 yönetmenlik tavsiyesi!
Call Me by Your Name‘le 90. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film Oscarı’na aday olan İtalyan yönetmen Luca Guadagnino, son yıllarda İtalyan sinemasının kuşkusuz en öne çıkan isimlerinden. Yönetmen, filmlerinde kullandığı mekanlarla görsel bir şölen yaşatmasının yanı sıra karakterlerinin de bir yansıması hâline getiriyor. Başrollerinde yine Timothée Chalamet ve Armie Hammer’ın yer alacağı Call Me by Your Name’den 5-6 yıl sonra geçeceği bilinen devam filmi yönetmenin hayranları tarafından merakla bekleniyor.
Gelgelelim yönetmenin büyük kitlelere ulaşmasını sağlayan Call Me by Your Name’den önceki uzun metrajları I Am Love ve A Bigger Splash’in de oldukça başarılı olduğunu vurgulamak gerek. Renkli sinematografisiyle dikkat çeken üç filmin ardından Dario Argento’nun kült filmi Suspiria’yı yeniden çeken yönetmenin önümüzdeki dönemdeki filmlerini de merakla bekliyor olacağız.
Mekan kullanımı ve oyuncu yönetimiyle dikkat çeken Luca Guadagnino‘nun, yönetmenlik konusundaki 6 tavsiyesini aşağıda bulabilirsiniz.
Luca Guadagnino’dan 6 Yönetmenlik Tavsiyesi
İyi Filmler Bilinçsizce Ortaya Çıkar
Guadagnino’nun röportajlarında sıkça bilinçaltında ve bilinçsizlikten bahsettiği biliniyor.
İyi bir film benim için bilinçsizlikten ortaya çıkar. Ögeleri nasıl bir araya getirdiğini belirler. “Bu ilginç bir fikir.” derken aslında ‘fikrin ne olduğunu’ rasyonel olarak düşünmezsin. Call Me by Your Name’i çekmek benim bilinçli olarak aldığım bir karar değildi. Sadece “Burada çekmek istiyorum.” dedim ve film şekillenmeye başladı. Seçimlerim beni gençliğimin geçtiği Palermo’ya yönlendiriyordu. Sicilya’da hayallerim iyice baskınlaştı ve beklemediğim bir yöne doğru gitti.
Kapsamlı Olun
2008 yılında I Am Love‘ın çekimlerinde Guadagnino’yla birlikte çalışan görüntü yönetmeni Yorick Le Saux, yönetmen hakkında, “Şu ana kadar çalıştığım yönetmenler içinde teknik konulara en hakim olan o. Kamera ve lenslerle ilgili her şeyi biliyor.” diyor.
Konu yönetmenliğe geldiğinde eski kafalıyım. Cesaret göstermek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Seçimlerinizi kurgu odasına girmeyi beklemeden yapmak zorundasınız. Sinir bozucu olduğunu biliyorum ama harekete geçmek için sahnede olmalısınız. Bir yönetmenin kendini en zayıf ve yalnız hissettiği an da budur.
Manzara, Filmin Karakterini Belirler
Guadagnino’nun yönetmen olarak öne çıkan özelliklerinden biri kuşkusuz İtalya’nın kırsallarındaki gösterişli set ve çekim alanı kullanımı.
İtalya olsa da olmasa da filmlerimin karakterini belirleyen şeyin çekim yeri olduğunu düşünüyorum. Karakterimin sadece duygusal değil fiziksel yolculuğunda da seyirci olarak yanında olmanızı istiyorum. Birini içinde gördüğünüz bir manzara olmazsa onu hangi bağlamda anlayabilirsiniz ki? Benim bakış açıma göre yaşanılan yer, filmlerimin karakterini oluşturuyor. I Am Love, A Bigger Splash ve Call Me by Your Name, İtalya’da çekildi ve bu filmler İtalya’da yaşamayanlar için yeni bir keşifti.
Senaryoya Takılıp Kalma
Call Me by Your Name’le En Film Oscarı’na aday olan Guadagnino, ironik şekilde bir filmle ilgili en önemli şeylerden birinin senaryoyu “fazla” ciddiye almamak olduğunu söylüyor.
Film üretim sürecinin en önemli parçasının senaryo olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir yönetmeni senaryoyla sınırlandırırsanız, kesin olarak belirli bir seviyenin üstünde sonuç alırsınız. Ancak harika bir şey ortaya çıkması çok beklenmedik olur.
Film, Bir Ekip Ürünüdür
Dostları ve iş arkadaşlarıyla olan ilişkilerine çok önem verdiği bilinen yönetmen, filmlerini de bu bakış açısına paralel şekilde çekiyormuş.
Film yapımı, tümüyle bakış açısıyla ilgilidir. Bu kadar fazla insanın çalıştığı bir projede tüm bu farklı bakış açılarını nasıl koordine etmekten önemli ne olabilir? Mahler’in olağanüstü senfonisini uyumsuz bir orkestra şefi ve orkestradan dinlerseniz bundan nefret edersiniz ya da uyumlu bir orkestradan dinleyip bulutların üzerine çıkarsınız.
Yönetmen, Yönetmelidir!
Guadagnino, iş birliğine ve keyifli vakit geçirmeye önem verse de yönetmenin oyuncuları yönlendirmesinin çok önemli olduğundan bahsediyor.
Ben patavatsızımdır, yalan söylemem. İnsanlar nadiren yönetilmeyi kabul ederken benim için yönetmen olmak gerçekten güzel. Oyuncuları sadece rol yapmalarına değil, filmin gerçekten bir parçası olmalarını için yönlendiriyorum. Film, %100 potansiyeline sadece onlar da dahil olduğunda ulaşabilir.
Kaynak: Film School Rejects