İlk kez 1990 yılında beyazperdeye uyarlanan Ninja Kaplumbağalar’a 1991 ile 1993 olmak üzere iki devam filmi çekildi. İkinci film, ilk filmin yarattığı etkiyi devam ettirse de üçüncü filmin başarısız olması kaplumbağaların beyazperdedeki ilk serüveninin sona ermesine sebep oldu. Bu seriden tam on dört yıl sonra bu kez animasyon olarak beyazperdeye dönen Ninja Kaplumbağalar iddialı seslendirme kadrosuna rağmen beklediği ilgiyi görmedi. Her yaştan seyirciye hitap eden bir hikayeye sahip olması sebebiyle, kısa süre içerisinde bir kez daha beyazperdeye uyarlanan Ninja Kaplumbağalar 2014 yılında vizyona girdi ve yeni bir serinin başlangıcı oldu. Hayal kırıklığı yaratan bu ilk film, birçok açıdan Ninja Kaplumbağalar’ın ruhuna aykırıydı; gişede başarılı olsa da büyük hayal kırıklığı yarattı. Nitekim, 2014 yılında vizyona giren ilk filmin ardından, devam filmini beklemek için heyecanlanmamızı sağlayacak herhangi bir sebep olduğunu düşünmüyorum. Efsanevi çizgi filmi izleyerek büyümüş neslin üzerinde Rocksteady ve Bebop’ı beyazperdede izleyecek olmanın yarattığı beklenti dışında tamamen ticari bir amaç olarak bakılan bu projenin önemi olduğunu söylemek de pek mümkün değil. Bu sebeplerle, ilk filmi gördükten sonra açıkçası ben bu yeni seriyi ciddiye alamıyorum.
Ninja Kaplumbağalar: Gölgelerin İçinden: İnsan Olmak ya da Olmamak
2014’te çekilen ilk filmin kaldığı yerden devam eden Gölgelerin İçinden’de Shredder hapishaneden kaçmayı başarıyor. Krang ile iş birliği yapan Shredder yanına Rocksteady ve Bebop’ı da alarak Dünya’yı ele geçirmek üzere plan yapmaya başlıyor. Kaplumbağalar ilk filmde olduğu gibi Shredder’a karşı verdikleri savaşın yanı sıra kendi aralarında da liderlik ve ego savaşı veriyorlar. İlk filme ek olarak, ellerine geçen fırsat sebebiyle insana dönüşebilme konusunda da fikir ayrılıkları yaşayan Kaplumbağalar, beklendiği üzere filmin son anına kadar bu konuda kendi aralarında çatışma yaşıyorlar. Kağıt üzerinde verilmek istenen mesaj özellikle genç izleyiciler için naif gözükse de beyazperdede bu mesaj ilk filmin kopyası niteliği taşıyınca anlamını kaybediyor. İlk filmi seyredenler hatırlayacaktır, Rafael ile Leonardo arasındaki gerilim, filmin merkezinde yer alıyordu. İkinci filmde de bu konuda herhangi bir değişiklik yaşanmazken, aynı sahneleri tekrar tekrar izliyormuş izlenimi yaratıyor. Öncü film ile kıyaslamaya devam edecek olursak, hikayenin ruhuna daha uygun bir film ile karşılaştığımızı söylemek gerekiyor. Hem hikayenin genelinde hem de yeni eklenen karakterlerde orijinal yapıma sadık kalınmaya çalışılmış. Özellikle, kaplumbağaların tarafına katılan Casey ve kötü karakterler olarak eklenen Krang, Rocksteady ve Bebop filmin izlenebilirliğini artıran etmenler olarak dikkat çekiyor.
Michael Bay Elini Attığını Kurutuyor
Filmin yapımcıları arasında ilk filmde olduğu gibi Michael Bay ismi dikkat çekerken yönetmen koltuğunda henüz ikinci uzun metrajı olan Dave Green oturuyor. Michael Bay’in yönetmen ya da yapımcı olarak yer aldığı filmler arasında bir tane dahi vasat üstü işe rastlamadım. Transformers dahil olmak üzere bulaştığı her projeyi tamamen ticari amaçlar güderek harcayan Bay’in projenin arkasındaki isim olması dahi Ninja Kaplumbağalar’ın kaderini görmemize yetiyor. Fakat, ilk filmden daha iyi olan yönetmenlik burada Bay etkisini göreceli de olsa azaltıyor. İlk filmde yer alan ve Bay’in yönetmen koltuğunda oturduğu Transformers’taki dövüş sahnelerini anımsatan sahneler bu filmde minimum düzeyde tutulmuş. Ardı arkası kesilmeyen, hikayenin zarara uğradığı gereksiz aksiyon sahneleri yerine hikayenin gidişatıyla paralel, sırıtmayan aksiyon sahnelerinin kullanılması filmin öncü filme nazaran bir diğer artısı. Özellikle uçakta geçen sahne yükseklik fobisi olanlar için rahatsız edeci olabilecek derecede başarılı. Peki, bu denli başarılı bir ikinci sahne var mı diye soracak olursanız, cevabım ne yazık ki hayır olacak.
İlk filmde olduğu gibi bu filmde de April karakterini Megan Fox canlandırıyor. Megan Fox’un hala A.B.D’de gişeye etkisi olumlu yönde görülüyor olacak ki film, April’ın güzelliğini sergilemek amaçlı bir sahneyle açılıyor; filmin son sahnesine kadar asıl mesleği muhabir olan April’ı kamera karşısında haber sunarken görmüyoruz. Seriye ikinci film ile eklenen Casey karakterini canlandıran isim ise Stephen Amell namıdiğer “Arrow”. Çizgi film ile büyümüş neslin, Amell’in canlandırdığı Casey’i benimsemesi kolay olmayacaktır ancak Amell’in, seriye Megan Fox’tan çok daha yakıştığı gerçek.
Belli ki yapımcılar Ninja Kaplumbağalar’ı ciddiye almıyor. Tamamen ticari bakılan bu proje 90’larda çekilen ilk üçlemenin dahi çok gerisinde. Yol yakınken bu kötü fikirden dönülerek serinin sona erdirilmesi en doğru karar olacaktır.
Yazar Puanı
puan
Belli ki yapımcılar Ninja Kaplumbağalar'ı ciddiye almıyor. Tamamen ticari bakılan bu proje 90'larda çekilen ilk üçlemenin dahi çok gerisinde. Yol yakınken bu kötü fikirden dönülerek serinin sona erdirilmesi en doğru karar alacaktır.