Akademi’nin bu yılki En İyi Kadın Oyuncu adayları tahminlerin uzağında şekillenmedi. Tartışılan adaylıklar bir yana dursun, gerçekten hak ettiği düşünülen oyuncuların adaylıklarını görmek de bir o kadar sevindirici oldu.
Adaylar arasında, 45 Years ile yılın en iyi performanslarından birini ortaya koyan ama ödül sezonu boyunca pek ön plana çıkamayan Charlotte Rampling’in adaylığı en sevindirici haber oldu. Onunla birlikte Cate Blanchett’in de kendine yer bulması kesinlikle hak edilen ve beklenen bir adaylıktı. David O. Russell’ın son filmiyle dördüncü Oscar adaylığını alan Jennifer Lawrence, bu şekilde tek zaferini kazandığı En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde üçüncü defa adaylığını kazanmış bulunuyor. Diğer adaylardan Saoirse Ronan da ikinci defa heykelcik için aday olmuş durumda. Senaryosu Nick Hornby tarafından uyarlanan Brooklyn ile ilk defa bu kategoride adaylık kazanan Ronan, daha önce Atonement (2007) ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adaylığı kazanmıştı. Kariyerinin altın yılını yaşayan oyunculardan olan Brie Larson da ilk Oscar adaylığını kazanmış bulunuyor. Bu beş aday arasındaki yarış, törenin belli başlı yarışlarından bir tanesi olarak görünüyor. Avantajların ve dezavantajların iyice belirginleşmesi ve ödül sezonu boyunca pek sürpriz yaşanmaması bunun en önemli etkenini oluşturuyor.
Oscar 2016: En İyi Kadın Oyuncu
Tıpkı Rooney Mara gibi, Cate Blanchett de Carol’daki üstün performansıyla Akademi’nin dikkat alanına girmeyi başardı. Bu kimse için bir sürpriz değildi elbette. Her ne kadar Carol’ı film olarak değerlendirmeye almasa da, Akademi filmi önemli kılan ve yükselten faktörlere kayıtsız kalamadı. Blanchett aday listesinde performansıyla parıldayan iki isimden bir tanesi olarak göze çarpıyor. İkinci isimse Charlotte Rampling. Andrew Haigh’in yönetmen koltuğunda oturduğu 45 Years’daki performansıyla birçok övgü alan 70 yaşındaki Rampling, kariyerinin bu döneminde ilk Oscar adaylığını kazanmış bulunuyor. Ancak, kendi kariyeri açısından zirve noktalarından biri olan bu adaylık, kazanan ünvanına dönüşecek gibi durmuyor ne yazık ki. Üç yıl önce Michael Haneke yönetimindeki Amour (2012)’la yine bu kategoride tek Oscar adaylığı kazanan Emmanuelle Riva ile aynı kaderi paylaşacak gibi görünüyor.
Carol – Cate Blanchett
Adaylar arasında en dikkat çeken isim şüphesiz Jennifer Lawrence. 26 yaşındaki yıldız oyuncu şimdiden dördüncü Oscar adaylığını almış bulunuyor. Bu yıl rol aldığı Joy ile bu adaylığı kazanan Lawrence, diğer yıllara nazaran yarışın içine girebilmiş değil. Yalnızca Altın Küre’de Komedi-Müzikal dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülü için sahneye çıkabilen Lawrence, filmin aldığı kötü eleştirilerden de nasibini almış gibi görünüyor. David O. Russell’ın ödül sezonunun matematiğine uygun filmlerle son yıllarda sürekli ön plana çıkması sebebiyle, Joy da benzer bir beklenti yaratmıştı. Ancak filmle ilgili eleştiriler pek parlak değil. Jennifer Lawrence da kendi ortalamasını yakalayamadığı oyunculuğunun yanı sıra, filme paralel olarak yarışta gerilerde kalmış bulunuyor.
Bir diğer aday isim de ikinci adaylığını elde eden Saoirse Ronan. Brooklyn’in aldığı sürpriz En İyi Film adaylığı ile bir rüzgar yakaladığını söylemek mümkün. Bu gelişme neticesinde Saoirse Ronan’ın da ödül yolunda bir şansı olabileceği düşüncesi oluştu. Ancak, BAFTA hariç bir çıkış yakalayamayan Brooklyn’in, Ronan için bir avantaj sağladığını söyleyemeyiz. Adaylar arasında iddialı bir konumda bulunduğunu varsaysak bile, her halükarda Altın Küre’de aynı kategoride yarıştığı Brie Larson’a geçileceğini söylemek oldukça mümkün.
Room – Brie Larson
En İyi Film kategorisinin bir başka sürprizi olarak rahatlıkla Room’un aldığı adaylığı gösterebiliriz. Önceki filmleri What Richard Did (2012) ve Frank (2014) ile yakından tanıdığımız Lenny Abrahamson’ın son filmi olan Room, Oscar adayları açıklanana kadar yalnızca Brie Larson’ın performansı ve bazı ödüllerde de Lenny Abrahamson’ın yönetimiyle dikkat çekiyordu. Nitekim bu durum değişmiş değil. En İyi Film adaylığı bir yana dursun, Brie Larson yıl içinde – performansının yeterli olmadığına dair görüşlerin yanında – aldığı olumlu yorumlar ve ödül sezonu boyunca hep ön planda olması sebebiyle en iddialı aday olarak göze çarpıyor. Bu durum her ne kadar tartışılsa da Larson’ın galibiyeti en olası senaryo olarak karşımıza çıkıyor.
Kazananın kim olacağı konusunda fikir birliği sağlanan kategorin başında gelen En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sürpriz bir isme gitmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
