Mazisi 1900’lerin başına dayanan ancak sinemanın yakın tarihinde, Tim Burton’ın Ölü Gelin’i ve Henry Selick’in Koralin’i ile çok sevilen stop-motion tekniği bu kez ParaNorman ile karşımızda. Yazılarımda bazı filmler hariç “gereksiz” olduğunu savunduğum 3D teknolojisi, stop-motion ile büyüleyici bir hava yaratıyor ve ortaya büyükler için de izlenebilir bir çizgi film çıkıyor.
11 yaşındaki Norman tüm arkadaşları tarafından dışlanmış ancak bu durumdan rahatsızlık duymayan bir çocuktur. Çünkü Norman’ın etrafında kimsenin göremediği özel dostları vardır. Norman, ölüleri görebilmekte hatta onlarla konuşabilmektedir. İlk zamanlar yalnızca kendisine ait olduğunu düşündüğü bu özelliği yüzünden etrafındakilerce dışlanan Norman, bu özelliğinin yalnızca kendisine ait olmadığını öğrendiğinde artık kasabasını kurtarabilecek tek kişidir.
Öncelikle, Paranormal (normal dışı, normal ötesi) kelimesini filmin kahramanı Norman’ın ismiyle birleştirerek zekice bir isim seçilmiş. İlk bakışta çocuklar için ürkütücü sayılabilecek ParaNorman, aslında korku filmlerinin tamamıyla dalga geçer nitelikte. Yaratılan korkunç atmosfer, yaşayan ölüler, elinde tüfekle katliam saçan teyzeler filmin daha çok büyüklere hitap edeceği havası yaratsa da mizahi yönü ağır basan ParaNorman her yaştan izleyiciye aynı yakınlıkta durmayı çalışıyor.
Akıllıca parodilerle korku filmlerine göndermeler yapmayı ihmal etmeyen ParaNorman iyi-kötü, güzel-çirkin kavramlarının yerlerini değiştirerek sosyal mesaj vermeyi de ihmal etmiyor. Kimin iyi kimin kötü olduğunu anlayabilmemiz için olayların gerçek yüzünü görmemiz gerektiğini savunan film, bu açıdan küçük izleyicilere de ders vermeye çalışıyor.
Bunca olumlu detayın yanında filmin olumsuz olarak görülebilecek tek noktasıysa başta kısa gibi gözüken süresi. Belirli bir süreden sonra gereksiz yere uzatılmış havası yaratan film, verdiği mesajları Norman’ın maceraları ile süsleme derdine girip izleyenlerin sıkılmasına sebep oluyor. Burada da film yine hangi yaş aralığına yakın olduğu konusunda bir karmaşıklık yaratıyor. Burada benim fikrim, büyükler için yapılmış olan bu çizgi film gişe kaygısıyla küçüklerin de izleyebileceği bir hale dönüştürülmüş. Buna filmde iki yönetmenin payı olduğu düşünülebilir. Chris Butler’ın senaryosunu yazıp Sam Fell ile birlikte yönettiği ParaNorman, her dakikasında Tim Burton’ın havasını hissettiriyor. Butler’in ustasının Tim Burton olduğunu hatırlayacak olursak “Boynuz kulağı geçer mi?” diye sorsam da bunun için çok erken olduğunu düşünüyorum. Açıkçası ParaNorman her ne kadar Tim Burton motiflerini hissettirse de ustanın dokunuşuna ihtiyaç duyuyor.
Küçük bir kasabayı yine küçük bir çocuğun kurtarması fikrini her zaman sevmişimdir. Öyle ki, ParaNorman’ı da bir o kadar sevdim. Tam olarak hangi yaş grubuna daha yakın olduğuna bir türlü karar veremediğim filmi her yaştan izleyicinin izlemesini tavsiye edebilirim.
İyi Seyirler…
Birbirinden gerçekçi kuklaların nasıl yapıldığını görmek ister misiniz?