Meksikalı yönetmen Alfonso Cuarón, 2013 yapımı Yerçekimi – Gravity filminden sonra verdiği 5 yıllık aranın ardından Roma filmi ile sinemaya geri dönüş yaptı. Film, Mexico City’deki Roma mahallesinde orta sınıf bir ailenin evinde hizmetçi olarak çalışan Cleo’nun günlük hayatına odaklanıyor. Cuarón’un kendi hayatındaki anılarından beslenerek yarattığı başyapıt niteliğindeki Roma; yalın dili, günlük sıradan olaylara olan yaklaşımı ve Meksika’nın 1970’lerdeki siyasi konjonktürüne de değiniyor. Sınıfsal farklılıklar, toplumsal olayları hem aile içerisinde hem de siyasi gündem ile paralellikler kurarak sade bir şekilde aktarıyor.
Oyuncu kadrosu içerisinde Yalitza Aparicio, Marina de Tavira, Diego Cortina Autrey gibi profesyonel ve amatör oyuncuların yer aldığı film, Venedik Film Festivali‘nde Altın Aslan ödülünün sahibi olurken 10 dalda aday gösterildiği Akademi Ödülleri‘nde En İyi Yabancı Film dâhil olmak üzere 3 Oscar ödülünün sahibi oldu.
Yönetmen Alfonso Cuarón’un filmografisi içerisinde bir başyapıt olarak değerlendirilebilecek Roma filmi hakkında mutlaka bilinmesi gerekenleri derledik.
Roma Hakkında Mutlaka Bilinmesi Gereken 15 Detay
Filmin Adı
Filmin adı Mexico City’nin Cuauhtémoc ilçesinde yer alan Colonia Roma mahallesinden geliyor. Bugün bir hipster bölgesi olarak bilinen yerleşim yeri filmin geçtiği 1970’lerde zengin ve yoksul sınıfların karıştığı bir bölge olarak görülüyordu.
Senaryo ve Provalar
Filmin çekimleri boyunca yönetmen Alfonso Cuarón senaryonun tümünü bilen tek kişiydi. Her çekim gününden önce Cuarón, oyuncuların gerçek duygularını ortaya çıkarabilmek amacıyla replikleri onlara dağıtıyordu. Ayrıca her oyuncuya çelişkili yönlendirmeler ve açıklamalar yapılıyordu. Bu da her gün sette kaos oluşmasına sebep oluyordu. Bu metodu ile ilgili Cuarón “Hayat tam olarak böyle bir şey. Kaotiktir ve verilen bir durumda nasıl tepki vereceğinizi planlayamazsınız.” açıklamalarını yapmıştı.
Yönetmenin Hayatı ile Filmin İlişkisi
Alfonso Cuarón, filmle ilgili yaptığı açıklamada “Tarihte toplumları yaralayan dönemler ve bizi birey olarak dönüştüren anlar vardır. Zaman ve mekân bizi kısıtlar ama aynı zamanda kim olduğumuzu da tanımlar. Bizimle aynı zamanda aynı yerde hayatın akışı içinde bulunan başka kimselerle anlaşılması zor bağlar yaratır. Roma, neredeyse elli yıl önce deneyimlediğim olayları anlatma çabasıdır. Meksika’da sınıf ve etnisitenin sapkınca birbirinin içine geçtiği toplumsal hiyerarşisinin bir keşfi. Ve bundan en önemlisi beni mekân, hafıza ve zamanı aşkın bir gizem olarak kabul ederek büyüten kadınların samimi bir portresi.” ifadelerine yer vermişti.
Cuarón’un Görüntü Yönetmenliği
Roma, Cuarón’un adının kendi filmlerinde görüntü yönetmeni olarak geçtiği ilk yapım olma özelliği taşıyor. Yönetmen asıl olarak filmi uzun süre beraber çalıştığı görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki‘nin çekmesini planlamıştı. Ancak Lubezki, biraz hazırlık yaptıktan sonra lojistik sebeplerden dolayı projeye devam edemedi. Cuarón, İngilizce konuşan bir görüntü yönetmeni ile çalışmak istemedi ve kendi deneyimini aktarmak zorundaydı ki böylece filmin görüntü yönetmeni oldu.
Sahne kompozisyonları ve ışıklandırmayla ilgili karmaşıklıklar söz konusu olduğunda Cuarón kendisine “Chivo (Emmanuel Lubezki) olsaydı ne yapardı?” diye soruyormuş. Lubezki ise kamera ve sinematografinin göstermek için bulunmadığını, filmin ta kendisi olduğunu hissettiğini dile getiriyor.
Filmin Festival Süreci
Cannes Film Festivali, 2017 yılında özellikle Netflix ya da diğer yayın platformları için yapılan filmlerin festivalde yer almasına izin vermedi. Cannes buna gerekçe olarak geleneksel film yapım ve izlenme şeklini korumak istediğini belirtti. 2018 yılında Netflix, Cannes Film Festivali’ni boykot etme kararı aldı. Böylece Roma filmi Venedik Film Festivali’ne gönderildi. Netflix’i destekleyen yönetmenlerden biri de Alfonso Cuarón’du. Cuarón farklı yerlerde yaptığı açıklamalarda festivallerin ve Akademi’nin online yayın platformları için yapılan filmleri değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi.
Guillerme del Toro’nun Film Hakkındaki Düşünceleri
Filmi New York Film Festivali’nde bir gösterimde tanıtırken, filme Altın Aslan ödülü veren 75. Venedik Film Festivali’nin jüri başkanı Guillermo del Toro, Roma’yı tüm zamanların en sevdiği 5 filmden biri olarak gösterdi. Guillerme del Toro, Variety’nin 2018 yılındaki “Directors on Directors” etkinliğinde Roma filminden övgü dolu sözlerle bahsetmişti.
“Dedikleri gibi ‘Tüm yollar Roma’ya çıkıyor.’ Ancak bu yolların en başarılı ve cesaretlendirici olanı Cuarón’un yolu. Gravity’nin muazzam gişe başarısından sonra Alfonso, her istediğini yapabilecek harika bir konumdaydı. Süper kahraman hikâyelerinin herhangi birini veya tamamını yönetebilir, en önemli yıldızlarla çalışmaya karar verebilirdi. Ve o Roma’yı seçti. 1985’teki büyük depremden sonra kaybolan Meksika’nın yeniden siyah-beyaz yaratılmasının ve Meksika tarihinde büyük hareketlerden özellikle uzak duran orta sınıf bir ailedeki isimsiz kahramanın hikâyesi. Samimi bir hikâyeyi anlatmak için büyük bir çaba sarfetmeyi seçti. Aristocu 3 perdeli yapının tuzaklarından mahrum bir şekilde hikâyeyi anlatmak için bilinçli bir çaba harcadı ama bunu, sinemanın bir dil ve araç olarak en kesin, en nefes kesici kullanımıyla yaptı. Ve bana göre bu, geri dönüp Ananı da – Y Tu Mamá También’i yaparak kanıtladığı ve gelecekte yeniden ortaya koyacağı ruhunun bir göstergesi. Bu, sıkıntılı dönemlerimizde, görünmeyen karakterlerden ve konuşulmayan dramalardan bahsederek bize en acil panzehiri veriyor: empati.”
Filmin Oscar Başarısı
Roma filmi aday gösterildiği ve ödül aldığı kategoriler ile birçok ilki beraberinde getiriyor. Alfonso Cuarón, Oscar tarihinde aynı yıl aynı filmle En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetimi dallarında aday olmuş ve bu ödülleri kazanmış ilk yönetmen olarak yer alıyor. Bunlara ek olarak film, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Film dallarında da aday gösterildi. Roma ayrıca En İyi Yönetmen Oscarı kazanan ilk yabancı film olurken 2006 yapımı Pan’ın Labirenti – El laberinto del fauno filminden bu yana En İyi Görüntü Yönetimi Oscarı kazanan ilk yabancı film ödülünün de sahibi.
Yayın Platformları ve Sinema Salonları
Roma filmi, Netflix’in filmlerinin gösteriminde de bir ayrıcalıklı yerde duruyor. Kasım ayında online olarak platform üzerinde yayınlanan film ayrıca buna ek olarak sinema salonlarında da gösterime girmişti. Netflix, filmin sinemalara girmesine izin vererek filmin prestijli kurum ve festivallerden ödül almasına olanak sağladı. Filmin aldığı ödüllere bakınca bu hamlenin karşılığını verdiğini göstebiliyoruz. Film ayrıca dünya genelinde 1 milyon dolardan fazla hasılat elde etti.
Filmin Açılış Sahnesi
Alfonso Cuarón’a göre açılış sahnesindeki yerdeki su birikintisine yansıyan gökyüzündeki uçak, filmde uçakları gelip geçici bir durum metaforu olarak göstermek için kullanıldı. Cuarón’a göre bu durum, bu karakterlerin sahip olabileceğinden daha geniş bir evrenin var olduğunu simgeliyor.
Karakterler İçin Doğru Oyuncular
Bu konuda çok keskin ve spesifik bir isteği olduğu için yönetmen Cuarón, Sofia ve Cleo karakterlerini oynayacak oyuncuları aylarca aramış. Cuarón “Her karakter ile ilgili olan asıl şey onların çok iyi tanıdığım insanlar olmasıydı. Aktörlerin fiziksel olarak onlara mümkün olduğunca benzemesini istedim. Sadece dış görünüş değil, benzer özelliklerin de olması gerekiyordu.” ifadelerini kullandı. Sonrasında ise Cleo’yu canlandıran Yalitza Aparicio’yu buldu. Aparicio daha önce hiç oyunculuk yapmamış biriydi ve kardeşi Roma’da oynaması için onu ikna ettiği sırada öğretmenlik eğitimi alıyordu. Onun ne kadar doğal olduğu karşısında şaşkına dönen Cuarón, Aparicio’nun ekranda daha rahat hissedebilmesi için gerçek hayattaki en iyi arkadaşının Cleo’nun en iyi arkadaşını oynamasını istedi. Sofia’yı oynayan Marina de Tavira, Meksika’da ünlü bir tiyatro oyuncusu olmasına rağmen, Amerikan izleyicileri için oldukça yeni bir isimdi.
Deniz Sahnesindeki Çekimler
Cuarón, Cleo’nun çocukları denizden kurtardığı sahnenin altı kez tekrarlandığını söyledi. Filmde kullanılan çekim ise kameranın hareketi esnasında mekanizmasından çıkmadığı ve böylece çekimin bozulmadığı tek tekrardı. Çekimlerin tamamlanmasından sonra ellerinde kullanılabilecek tek bir çekimin olması ise Cuarón’u hüsrana uğratmış.
Görsel Efekt Kullanımı
Filmdeki görsel efektler neredeyse fark edilmez olsa da Roma’nın çoğu yerinde bir dereceye kadar görsel efekt çalışması bulunuyor. Buna bir örnek olarak Cleo’nun, çocukları denizde boğulurken gördüğü yerdeki geniş takip planı verilebilir. Cuarón bu sahneyi sanki hiç kesilmemiş gibi sunuyor. Ancak bunu gerçekleştirebilmek için birçok plan dijital olarak birleştirilmiş. Sahnede Cleo’nun çocukları kurtardığı birden fazla plan yer alıyor ve çocukların bazı planları tekrar konumlandırılmış. Ayrıca gökyüzünün görünümü de değiştirilmiş. Cuarón ayrıca çocukların denize girdiği yerin derin gözükebilmesi için suda da efekt kullanmış.
Noel Şarkısı
Kjartan Halvorsen‘in canlandırdığı pagan kıyafetli Ove Larsen karakterinin yangın sahnesinin sonunda söylediği şarkı, Noel zamanı şeker toplamaya çıkan çocukların “şeker mi şaka mı?” ritüeli olan Nyttårsbukk için söylenen eski bir Norveç şarkısı. Mexico City’de bir profesör olan ve Norveç büyükelçiliğindeki bir partide film için işe alınan Halvorsen, şarkıyı kendisinin önerdiğini belirtti.
1971 Yılı
Yılbaşı akşamı Benita, Cleo’yu kutlamaların olduğu küçük bir restorana götürüyor. Sadece tek bir içki içmenin bebeğine zarar vermeyeceği konusunda onu ikna ediyor ve sonrasında “Güzel bir 1971 yılına ve bebeğinin sağlığına” diyerek kadeh kaldırıyor. Cleo bir yudum alırken kupa elinden düşüyor ve yerde parçalanıyor. Bu aslında Benita’nın kadeh kaldırırkenki dileklerinin doğru çıkmayacağına dair bir işaret. 1971 yılında hem El Halconazo katliamı olacak hem de Cleo’nun bebeği ölü doğacaktı.
El Halconazo
Cleo ve Teresa’nın beşik almak için mağazaya gittikleri esnada dışarıda, 1971 yılında gerçekleşen El Halconazo olarak da bilinen Corpus Christi katliamı tasvir ediliyor. Hükûmet, öğrenci protestolarını bastırması için CIA’in eğittiği askerleri gönderiyor. Başta askerler kendo sopaları ile öğrencilere müdahale ediyor ancak sonrasında silahlarla öğrencileri öldürmeye başlıyorlar. Ancak hükûmet öğrenci hareketini kötü göstermek için asıl saldırganların öğrenciler olduğunu iddia ediyor. Cuarón bu sahneyi, bir futbol sahasında figüranlarla haftalarca prova etmiş.
Kaynak: IMDB, Elite Daily