Agnese, 18 yaşına basmak üzere olan genç bir kız. Geniş ailesi ve yakın arkadaşlarıyla mutlu bir hayat sürüyor. Yaşadıkları muhitin yakınındaki mülteci kampını sıklıkla ziyaret ediyor, orada kalanlara yardımda bulunuyor ailesiyle birlikte. Fakat dışarıdan oldukça açık görüşlü biri olduğuna dair bir imaj yaratan annesiyle bir sürtüşme hâlinde. Düzenli olarak kiliseye giden, inancının gereklerini eksiksiz yerine getiren annesi, Agnese’i de aynı şekilde yetiştirme gayesinde. Genç kız ise içinde filizlenmekte olan kadınlığın heyecanını hissediyor. Bu çatışma, annesinin sınıf arkadaşlarına uygunsuz mesajlar attığı gerekçesiyle Agnese’in cep telefonuna el koymasıyla başka bir boyuta evriliyor; genç kız belki kendisine dâhi belli etmeden isyan bayrağını açıyor. Stefano, 25 yaşında genç bir adam. Bir alışveriş merkezinde güvenlik görevlisi olarak çalışarak kıt kanaat geçiniyor. Sert mizaçlı, zaman zaman ufak suçlara bulaşıyor. Annesiyle ilişkisi iyi olsa da babasıyla arasında geçmişe dayanan bir husumet var. Agnese’in mutlu ve rahat aile hayatının tam tersi bir biçimde yaşıyor. Yönetmen Roberto De Paolis ilk filmi Saf Kalpler’in çıkış noktasını bu tezatın üzerine; ama tam tersi yönde kuruyor. Bu iki gencin yolu, Agnese’in annesinin el koyduğu cep telefonunu ikame edebilmek için Stefano’nun güvenlik görevlisi olduğu mağazadan yeni bir telefon çalmasıyla kesişiyor. Agnese’inki gibi bir ailede, huzur içinde yetiştirilen bir bireyin bu hırsızlığa kalkışması ne kadar şaşırtıcıysa, Stefano’nun da kişiliğine bu kadar ters bir işle geçimini sağlamaya çalışıyor olması o denli çelişkili bir durum. Bu kısa karşılaşma sonucunda genç adam, Agnese’in telefonla birlikte kaçmasına izin veriyor. Bu kısa temas anında, yoğun bakışmalarla, kısacık cümlelerle iki karakter arasında sessiz ama yoğun bir tutku hissi kurmayı başarıyor yönetmen. Saf Kalpler: Roma'da Aşk ve Tutku Bu ilk kıvılcımın ardından hayatlarına devam ediyorlar. Agnese hayatının dizginlerini eline almak adına annesiyle mücadele ederken; Stefano göz yumduğu hırsızlık sebebiyle işinden oluyor, mülteci kampının hemen yanı başındaki bir otoparkta bekçilik yapmaya başlıyor. İki ana karakterin dünyaları arasındaki farkları vurgularken Roma’nın arka mahallelerinde yaşananlara da usulca ışık tutan bu sekansların birbirine bağlanmasında tutturulan ritim, seyirciyi Agnese ve Stefano’nun taban tabana zıt hayatları arasındaki bir tenis maçına davet ediyor adeta. Zarifçe örülen bu karşıtlık durumu, karakterlerin ikinci karşılaşmalarında aralarında duran tel örgülerle vücut buluyor, tıpkı mültecilerin arkasında tutulmaya çalışıldığı tel örgüler gibi... Mevcut sosyal yapının, muhafazakâr ve hâli vakti yerinde ailelere, ekmeğini taştan çıkaran, sokakla iç içe yaşayan kesimi arasında ördüğü sınırların bir benzerini, resmi kurumlar Avrupa topraklarıyla mültecilerin arasına örüyor. İlk gösterimini geçtiğimiz yıl Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü seçkisinde yapan Saf Kalpler, sade görünümünün ötesinde sonra derece komplike bir film. Toplumun farklı kesimlerinden iki gencin tutku dolu ilişkisini anlatırken, aşkın bir hissiyat yaratıp seyirciyi ilişkinin gelgitlerine ortak etmek konusunda son derece başarılı bir iş çıkarıyor Roberto De Paolis. Bu noktada başrolleri paylaşan oyuncular Selene Caramazza ve Simone Liberati’nin güçlü performansını da anmadan geçmek haksızlık olur. Farklı mecralarca ödüllere layık görülmüş bu performanslar, Saf Kalpler’in hem güçlü ilişki portresi çizmesinde, hem de Roma gibi büyük bir şehirde yaşanan sosyal ve ekonomik yıkımları anlatırken gösterdiği başarıda önemli pay sahibi.

Yazar Puanı

Puan - 70%

70%

Toplumun farklı kesimlerinden iki gencin tutku dolu ilişkisini anlatırken, aşkın bir hissiyat yaratıp seyirciyi ilişkinin gelgitlerine ortak etmek konusunda son derece başarılı bir iş çıkarıyor Roberto De Paolis.

Kullanıcı Puanları: 4.55 ( 2 oy)
70

Agnese, 18 yaşına basmak üzere olan genç bir kız. Geniş ailesi ve yakın arkadaşlarıyla mutlu bir hayat sürüyor. Yaşadıkları muhitin yakınındaki mülteci kampını sıklıkla ziyaret ediyor, orada kalanlara yardımda bulunuyor ailesiyle birlikte. Fakat dışarıdan oldukça açık görüşlü biri olduğuna dair bir imaj yaratan annesiyle bir sürtüşme hâlinde. Düzenli olarak kiliseye giden, inancının gereklerini eksiksiz yerine getiren annesi, Agnese’i de aynı şekilde yetiştirme gayesinde. Genç kız ise içinde filizlenmekte olan kadınlığın heyecanını hissediyor. Bu çatışma, annesinin sınıf arkadaşlarına uygunsuz mesajlar attığı gerekçesiyle Agnese’in cep telefonuna el koymasıyla başka bir boyuta evriliyor; genç kız belki kendisine dâhi belli etmeden isyan bayrağını açıyor.

Stefano, 25 yaşında genç bir adam. Bir alışveriş merkezinde güvenlik görevlisi olarak çalışarak kıt kanaat geçiniyor. Sert mizaçlı, zaman zaman ufak suçlara bulaşıyor. Annesiyle ilişkisi iyi olsa da babasıyla arasında geçmişe dayanan bir husumet var. Agnese’in mutlu ve rahat aile hayatının tam tersi bir biçimde yaşıyor. Yönetmen Roberto De Paolis ilk filmi Saf Kalpler’in çıkış noktasını bu tezatın üzerine; ama tam tersi yönde kuruyor. Bu iki gencin yolu, Agnese’in annesinin el koyduğu cep telefonunu ikame edebilmek için Stefano’nun güvenlik görevlisi olduğu mağazadan yeni bir telefon çalmasıyla kesişiyor. Agnese’inki gibi bir ailede, huzur içinde yetiştirilen bir bireyin bu hırsızlığa kalkışması ne kadar şaşırtıcıysa, Stefano’nun da kişiliğine bu kadar ters bir işle geçimini sağlamaya çalışıyor olması o denli çelişkili bir durum. Bu kısa karşılaşma sonucunda genç adam, Agnese’in telefonla birlikte kaçmasına izin veriyor. Bu kısa temas anında, yoğun bakışmalarla, kısacık cümlelerle iki karakter arasında sessiz ama yoğun bir tutku hissi kurmayı başarıyor yönetmen.

Saf Kalpler: Roma’da Aşk ve Tutku

Bu ilk kıvılcımın ardından hayatlarına devam ediyorlar. Agnese hayatının dizginlerini eline almak adına annesiyle mücadele ederken; Stefano göz yumduğu hırsızlık sebebiyle işinden oluyor, mülteci kampının hemen yanı başındaki bir otoparkta bekçilik yapmaya başlıyor. İki ana karakterin dünyaları arasındaki farkları vurgularken Roma’nın arka mahallelerinde yaşananlara da usulca ışık tutan bu sekansların birbirine bağlanmasında tutturulan ritim, seyirciyi Agnese ve Stefano’nun taban tabana zıt hayatları arasındaki bir tenis maçına davet ediyor adeta. Zarifçe örülen bu karşıtlık durumu, karakterlerin ikinci karşılaşmalarında aralarında duran tel örgülerle vücut buluyor, tıpkı mültecilerin arkasında tutulmaya çalışıldığı tel örgüler gibi… Mevcut sosyal yapının, muhafazakâr ve hâli vakti yerinde ailelere, ekmeğini taştan çıkaran, sokakla iç içe yaşayan kesimi arasında ördüğü sınırların bir benzerini, resmi kurumlar Avrupa topraklarıyla mültecilerin arasına örüyor.

İlk gösterimini geçtiğimiz yıl Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü seçkisinde yapan Saf Kalpler, sade görünümünün ötesinde sonra derece komplike bir film. Toplumun farklı kesimlerinden iki gencin tutku dolu ilişkisini anlatırken, aşkın bir hissiyat yaratıp seyirciyi ilişkinin gelgitlerine ortak etmek konusunda son derece başarılı bir iş çıkarıyor Roberto De Paolis. Bu noktada başrolleri paylaşan oyuncular Selene Caramazza ve Simone Liberati’nin güçlü performansını da anmadan geçmek haksızlık olur. Farklı mecralarca ödüllere layık görülmüş bu performanslar, Saf Kalpler’in hem güçlü ilişki portresi çizmesinde, hem de Roma gibi büyük bir şehirde yaşanan sosyal ve ekonomik yıkımları anlatırken gösterdiği başarıda önemli pay sahibi.

Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information