Good Time, Uncut Gems, Heaven Knows What ve Daddy Longlegs filmleri üzerinden Safdie Kardeşler sinemasına odaklanan bir video yayınlandı.
Göz alıcı bir festival macerası ve tüm olumlu eleştirilerden sonra ödülleri ve beğenileri toplayan Uncut Gems, Josh ve Benny Safdie’nin kariyerinde önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor. New York’un başına buyruk genç yetenekleri, başlangıç zamanlarından bu yana uzun bir yol kat ettiler.
İşte Safdie Kardeşler sinemasını özel kılan detaylar:
Kendilerine Özgü Görsel Tarzları
Safdie Kardeşler’in filmlerinde, onları farklı kılan karakteristik bir görsel stil var. Filmleri hep yakın plan çekimler ile çözümleniyor ve bu, filmlerindeki gerilimin en sıradan sohbet anlarında bile yoğunluklu olarak artış göstermesine sebep oluyor. Nadiren de olsa geniş plan çekim kullandıklarında uzun odak lensleri kullanıyor, ön ve arka planı çökerterek ana karakterini kalabalık caddelerin arasına yerleştiriyorlar.
Hızlı ve hareketli bir kurgu stili, görüntülerin saniyeler içinde kesilmesi ve nadiren konuşan kişiye odaklanıp, genelde bir anda birkaç farklı sesi takip etmeleri ve böylelikle sohbetin takip edilmesinin iyice zorlaşması gibi yöntemlerle, Safdie Kardeşler’in natüralist bir yaklaşım sergilediklerini söylemek mümkün. Fakat en nihayetinde bu natüralist yaklaşım, yüksek yoğunluktaki ışık seçimleri ve sıklıkla kullandıkları elektronik müzik atışlarıyla alt üst oluyor.
Bahsi geçen estetik anlayışı, Good Time isimli 2017 yapımı filmlerinde fazlasıyla belirgin. Connie (Robert Pattinson), engelli erkek kardeşi Nick’i (Benny Safdie) kendi işlerine alet eden bir banka soyguncusu.
Connie, ters giden bir iş sonrasında kardeşini kurtarmaya çalışırken, kendini ardı arkası kesilmeyen bir felaketler silsilesinin içinde buluyor. Film aynı natüralist kamera stiliyle çekiliyor: uzun lensler, yakın plan çekimler ve nadir geniş plan çekimler. Fakat film, bütün bunlara rağmen fazlasıyla stilize edilmiş bir hâlde; birkaç ultra-geniş plan helikopter çekimi, yoğunluklu elektro müzik kullanımı ve en sıradan mekânları bile dolgun hâle getiren canlı bir renk paletine sahip.
Connie’nin, kız arkadaşı Corey’i (Jennifer Jason Leigh) erkek kardeşinin kefaletini ödemesi için ikna etmeye çalıştığı sahne, bütün bu elementlerin bir arada kullanılışının müthiş bir örneği. Kamera, bir taksinin içindeki oyunculara klostrofobik derecede yakın. Sahnedeki ana ışık kaynağı olan sokak lambalarının ışığı, hareket hâlinde olan taksinin camlarından ara sıra giriyor ve böylelikle oyuncuların yüzleri aydınlanıyor.
Bu seçim sahneyi, rahatsız edici derecede parlak olan iPhone ışığının olmadığı zamanlarda, yarı gölgeli bırakıyor.
Uçlarda Yaşayan Karakterler
Safdie Kardeşler, uçlarda yaşayan karakterlerin hikâyelerini anlatmayı seçiyor; dengesiz bir baba olan Lenny’den tutun da, eroin bağımlısı olan Harley ve banka soyguncusu Connie’ye kadar.
Odakları, bu insanların karmaşık yaşamlarının kaotik ritmi ve davranışlarının yansımaları oluyor aslında. Bu spesifik seçim, başrol oyuncusu Arielle Holmes’un yayınlanmamış anı defteri baz alınarak çekilen Heaven Knows What isimli filmlerinde çok belirgin.
Holmes, kendi eroin bağımlılığı deneyiminden yola çıkarak, Harley’i ekranda görmeye alışkın olmadığımız kadar yoğunluklu ve gerçekçi bir biçimde oynuyor. Uyuşturucu etkisindeki insanların sonu gelmeyen sohbetleriyle dolu olan filmin ana odağı, Harley’nin arkadaş grubundaki danslar, tehditler, sohbetler ve tartışmalar aslında. Harley, filmde nadiren gördüğümüz eski erkek arkadaşı Ilya ile olan ilişkisine bağlanıyor. Tüm bunların altında ise genellikle hak etmeyen insanlara karşı hissedilen bir hassasiyet yatıyor. Filmin başında, bir tartışma sonrasında Harley, hikâyenin büyük bir kısmında yeri olmayan Ilya’ya, kendisini ona nasıl affettirebileceğini soruyor. Ilya ise cevap olarak Harley’den kendini öldürmesini istiyor. Harley’nin hayatta tutunacak başka hiçbir şeyi kalmadığından, Ilya’nın ilgisini geri kazanmak için kendini öldürmeye teşebbüs ediyor. Bu rahatsız edici olaylar, henüz sadece filmin başında yaşanıyor ve film bize daha en başından, Harley’nin ne denli uç bir karakter olduğunu gösteriyor.
Absürt İmgeler
Safdie Kardeşler’in filmleri aynı zamanda absürt imge kullanımları ile de biliniyor. Good Time filmindeki banka soygunu, son derece gerçekçi maskeler ve fosforlu yeleklerle yapılıyor. Heaven Knows What filminde, bir adam Harley’e bariz bir biçimde uyuşturucu alması için para veriyor. Uncut Gems filminde ise, elmas kaplamalı bir Furby imgesiyle karşılaşıyoruz. Bütün bu absürt imgeler aslında bir noktada karakterlerin çaresiz, umutsuz ve mantıksız hareketlerinin altını çiziyor.
Safdie Kardeşler’in Daddy Longlegs isimli filminde bu detay oldukça göz önünde. Bu filmde Lenny (Ronald Bronstein), iki çocuğu olan boşanmış bir baba ve son derece dengesiz biri. Bütün kararlarını son dakikada alan, tuhaf bir arkadaş grubuna sahip olan Lenny, çocuklarını tehlikeye sokacak hareketlerde bile bulunuyor. Film, Lenny’nin ne denli gerçeklikten kopuk olduğunu vurgulayan imgelerle dolu. Yolda gördüğü evsiz bir insana para vermek yerine, ceplerinden bozuk paraların düşmesi için amuda kalktığı sahne, bu konunun en güzel örneklerinden biri. Bütün bu imge kullanımının seyirci üstündeki etkisi ise, seyirciyi Lenny gibi yani filmin dünyasını anlayamayan ve her daim değişen şartlara adapte olmaya çalışan bir karakter gibi hissettiriyor. En sonunda bütün bu elementler, Uncut Gems’te bir araya geliyor.
Adam Sandler, Howard Ratner rolüyle kariyerinin en iyi performansını sergileyerek, klasik bir Safdie karakterini canlandırıyor: hayatı uçlarda yaşayan, manik patlamalarla dolu bir karakter.
Little White Lies kanalının hazırladığı video essay‘i buradan izleyebilirsiniz.