Sessiz Sinema – 4: Türkiye, Uzak Doğu ve Sessiz Sinemanın Bugünü
Türkiye’de sinemanın başlangıcından bahsedilirken her zaman şu veya benzeri bir cümleye rastlanır: “İlk Türk filmi Fuat Uzkınay’ın (filmi çekerken elbette sadece Fuat Bey’dir) 1914’te çektiği ‘Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı’ isimli belge-filmidir.” İşte tam da bu noktada bir sıkıntı söz konusudur. Çünkü bu filme ait olduğu söylenen birkaç kare dışında, bu filmin kendisi ortada yoktur. Ancak, Osmanlı’nın ilk sinemacılarının, Manastırlı Manaki kardeşler olduğu şüphesizdir. Fuat Bey’in filminde ısrar edilmesinin son zamanlarda oldukça anlamsız tartışmalara sebebiyet veren Türk/Türkiye sineması ayrımı için de önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de yaşayan tüm halkların, tüm dillerin ve kültürleri kapsayan bir şemsiye terim olarak Türkiye Sineması terimini daha mantıklı bulurken, şaibeli bir ilk Türk filmi yerine, coğrafyamızın, Türkiye Cumhuriyeti’nin öncülü Osmanlı Devleti’nin ilk sinemacıları olarak sinemamızı Manaki kardeşlere dayandırmanın da daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Osmanlı Sultanının resmi fotoğrafçısı olan Manaki Kardeşler, 1905’ten başlayarak Osmanlı’daki gündelik hayatı filme almışlar, 1908’i kayda geçirmişler ve Sultan Mehmed Reşad’ın görüntülerini çekmişlerdir. Manakilerin imgesi özellikle Balkanlar’da o kadar güçlüdür ki, Angelopoulos’un tartışmasız başyapıtı Ulysses’ Gaze’de A karakteri Manaki kardeşlerin kayıp filmini bulmak için ülkesine dönecektir.