Sevgili günlük,
Bugün 20 Nisan 2020. Son yıllarda çok kısa sürede çok fazla şey çok çok hızlı değişti. Teknolojinin kucağına doğmamış belki de en son jenerasyonun bir üyesi olduğumdan mıdır bilinmez, bu yeni çağı anlamlandırmakta kimi zaman zorlandığını itiraf etmem gerek. Ya da bedenimin derinlerinde emekli bir memur da yatıyor olabilir. Tüm bunların içinde salgın nedeniyle evlere çekilmenin bir geri dönüşü olarak yine bazı şeyler çok kısa sürede değişmeye başladı. Çoğu insan işlerini evinden sürdürüyor, öğrenciler online eğitim alıyor, konserler internet üzerinden veriliyor, filmler sinemaya uğramadan online platformlara geliyor vs. Örnekler artırılabilir. Tüm bu değişim hızına ayak uydurmak gerçekten güç. Zoom adlı uygulamanın hayatımda bu denli önem arz edeceğini birkaç hafta öncesine kadar önce bile kestiremezdim. Tüm bunlar süredururken herkesin aklında bu değişimin köklü olup olmayacağı sorusu var. Daha önce de bahsettiğim gibi ben bu tarihi anlarda daha ayağı yere basan bir konumda olurum. Ama bir hafta sonra neler olacağını kim bilebilir ki sevgili günlük?
Hazır Dünya’nın son birkaç haftaki hızlı değişiminden bahsetmişken bu dönemin sporseverler için ne kadar zor geçtiğinden de bahsetmem gerek. Çünkü en azından bir süreliğine herhangi bir spor olayına tanık olamayacağız. Bu nedenle bugün sana bir basketbol filminden bahsederek acıyı kendim için biraz hafifletmek isterim. Hayır, The Last Dance değil, ona henüz bakamadım. Benimkisi kurgusal bir film: Amatör – Amateur (2018). Örneklerini son dönemde daha da fazla görmeye başladığımız basketbol temalı filmlerden olan Amatör, NBA’de yer alma hayali kuran genç bir basketbolcunun bu uğurda bir lise takımına katılmasının ardından yaşananlara odaklanıyor. Büyüme hikâyelerinden alışkın olduğumuz gibi yeni bir ortama giren genç karakterimizin sıkıntılı geçen gelişme sürecini merkezine alan film; on binlerin hayali olan o en büyük sahneye çıkış yolunun perde arkasında neler döndüğünü göstermesinin yanında, kimilerine göre sadece top sektirerek milyon dolarlar kazanan sporcuların bu uğurda ne kadar büyük zorlukların üstesinden geldiğini ve daha küçük yaşlarda bile neleri feda ettiğini göstermesi bakımından değerli. Zaten filmin esas büyüsü de burada yatıyor. Basketbolu ya da NBA’i yakından takip etmeyenler veya sporla arası pek olmayanlar için bu söylediklerimin ne kadarı bir anlam ifade eder bilemiyorum sevgili günlük, fakat kendi adıma Amatör’ü oldukça başarılı kotarılmış bir film olarak gördüğümü belirtmem gerek.
Yarın görüşürüz.