Tanıdığımız en zeki ve en iyi iki adam: Baker Caddesi çocuklarımız. Kafayı bulmak için suçları çözen bir bağımlı ile savaştan eve hiç dönememiş bir doktor. Tam da korkmuş ve çaresiz insanlara göre bir yer olan Baker Caddesi’nde, son 7 yıl boyunca insanlara yardım ettiler. Bu 7 yıla her biri uzun metraj film tadında 14 ayrı bölüm, 14 ayrı hikâye sığdırdılar. Biz de bize verilen her bir hikâyeyi merakla ve heyecanla izledik. Her ne kadar dün gece ekranlara gelen Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm “The Final Problem”ın son bölüm olup olmadığı kesinleşmiş olmasa da, biz bu bölümü içimizde dizinin devam edeceğine dair bir umut ve bugüne kadar paylaştıklarımızın mutluluğuyla izledik. Yoo yoo inanın ağlamıyorum. Gözüme DOĞU RÜZGÂRI kaçtı sadece.

***Yazının bundan sonrası Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm’e dair keyif kaçırıcı detaylar (spoiler) içerir.***

 

“Gerçek nadiren saftır ve asla basit değildir”

Oscar Wilde

Bölümün özetini her zamanki zariflikleriyle tek cümlede bize sunmuşlar adeta, fakat biz yine bakmamız gereken yere bakmamışız elbette. Her sahnesinde nefesimizi tutmak durumunda kaldığımız sezon finali, bir yandan bizlere ve Sherlock’a Eurus’u tanıtırken bir yandan Moriarty özlemimize merhem oldu. Bir yandan Mycroft, Sherlock ve John üçlüsünü sahada bir arada görmemizi sağlarken diğer yanda bölümün sonunun nereye çıkacağını bilmeyen biz aciz izleyici kullarını da birer askere çevirdi ve vicdanlarımıza ince ince dokunarak ahlak pusulalarımızın yönünü sorgulattı. Bizleri allak bullak etti ve bombayı yine kucağımıza koyarak sakince tepkimizi bekledi.

Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm: Sherlock’un İlk Davası: Redbeard

İkinci bölümde Sherlock “İnsanlar üçten sonra aramayı bırakıyorlar” dediğinde ortaya dördüncü bir Holmes çıkacağından neredeyse emindim. Ama yine ters köşe yaparak dördüncü kardeş yerine Sherlock’un en yakın arkadaşını verdiler. Redbeard sandığımız gibi bir köpek değilmiş, bölümlerdir gördüğümüz, korsan şapkalı çocuk Sherlock’un, korsancılık oyununda Victor Trevor isimli en yakın arkadaşına taktığı lakapmış aslında. Sherlock ile arasında bir yaş olan kardeşi Eurus, oynayacak hiç oyun arkadaşı olmamasının verdiği kimsesizlik ve kıskançlıkla Redbeard’ı evlerinin yakınında bulunan bir kuyuya atmış. Sherlock’un dikkatini çekip kendisiyle oynamasını sağlamak için de Redbeard’ın yerini sözlerine gizlediği bir şarkı uydurmuş. Sherlock karşılaştığı bu ilk bilmeceyi zamanında çözemeyince ilk en yakın arkadaşı, kız kardeşinin tuzağı yüzünden hayatını kaybetmiş. Sherlock bulmacayı çözememiş olsa da bilinçaltında kuyu olduğunu biliyormuş olmalı ki her zaman rüyalarında derin sular gördü. Norbury ile akvaryumda buluşması, The Reichenbach Fall, Moriarty ile havuzda karşılaşması ilk aklıma gelen örnekler.

Özellikle Redbeard’ın köpek olduğunu sandığımızda ve onu bir şekilde öldürdüğünü anladığımızda içimizi yakan Eurus, sadece içimizi yakmakla sınırlı kalmak istememiş olacak ki Holmeslar’a atalarından kalan Musgrave’i de yakmaya çalışmış. Böylelikle Mycroft ve bölümde adını birkaç kez daha duyduğumuz Rudy Amca, Eurus’u Sherrinford adı verilen ve Mycroft’un cehennem olarak tanımladığı bir adaya kapatıp, aileye çıkan başka bir yangında öldüğünü söyleyerek onu gözlemlemeye devam etmişler.

Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm: “Kayboldum. Bana Yardım Et Kardeşim”

Bölüm boyunca sıklıkla ve uzun uzun sinirlendiğim Eurus’u biraz sakinleştikten sonra yeniden inceledim. Çocukluğun en travmatik döneminde, hiç en iyi arkadaşının olmaması ve Sherlock’un onunla oynamaması nedeniyle kendi içinde yalnızlığa itilen Eurus’un Sherlock’a olan takıntısının nedenini anlamaya çalıştım. Mycroft her zaman daha büyük ve daha olgun olan, Sherlock Eurus’un yaşına en yakın olan kardeşi. Aynı zamanda duygusal ve hayat dolu. Eurus ise etrafında hiç arkadaşı olmayan sıkılan bir çocuk. Çok zeki, çok özel ama çok yalnız bir çocuk olarak tanımlanan Eurus’un gözetim altında olmadığında yapabileceklerinin sınırı yok. Tıpkı Mycroft’un onu Sherrinford’da hediyeleriyle başbaşa bıraktığı zamanlarda olduğu gibi. Biraz fırsat bulunca tüm tesisi emri altına alıp, tesis çalışanlarını kendi askeri haline getirdiği gibi.

Eurus, telkin yeteneği sayesinde Sherlock’a bile istediği her şeyi yaptırdı. Adam sonuç çıkarma yetisini kaybedip onun kuklası olacak diye çok korktum. Tüm riskleri bilen Mycroft, Sherlock’u nasıl yalnız gönderdi aklım almadı. Eurus, duygusal bağlamın Sherlock’u mahvettiğini söyleyip onun üstüne daha fazla duygusal bağlam ekledi. Sherlock’u hiç bir şey çözemez hale getirdi. Fonksiyonlarını bozdu. Resmen işkence etti.  “Sherlock bir şey yap!” “Molly’i kurtar!” “Mycroft’a bir şey olacak!” diye diye izledim bölümü.

Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm: “Ahlak Anlayışı Size Ne Kazandırdı?”

Sherlock yavaş yavaş Eurus’u unuturken onun aksine Eurus, Sherrinford’da da kardeşini incelemeye devam etmiş. Bunun için de ulusal güvenlik meselelerinde Mycorft’a biraz yardım etmesi ve her şey yolundaymış izlenimi vermesi gerekmiş. Tam bu noktada en sevdiğim Sherlock karakteri olan Mycroft’un biraz hafife alındığını düşünüyorum. Her zaman Sherlock’tan daha zeki olduğunun üstü çizilen, devletin en kilit adamı olduğu gösterilen Mycroft’un Sherrinford’da olanları ruhunun duymaması, üstüne Eurus’un, Moriarty ile gözetimsiz konuşmasına izin vermesi çok da karaktere uygun gibi görünmüyor ama bölüm o kadar mükemmeldi ki bu kısımları görmezden gelmeyi seçiyorum.

Moriarty demişken, helikopterden inmesinden Holmes kardeşlere veda etmesine kadar bulunduğu her sahneyi bayılarak izledim. Tik-takları her ne kadar gerilimden öldürse de, sadece sesini duymak bile keyifliydi. Hem oyunculuk, hem hikâye, hem sinematografi bakımından her sahnesi üst düzeydi. Özellikle Eurus’un “tam anlamıyla” Moriarty’nin aklına/kafasına girdiğini gösterdikleri sahne muazzamdı. Flashback bile olsa, kamera kaydı bile olsa Moriarty’i yeniden görmek, Andrew Scott’ın muhteşem sahnelerini yeniden izlemek paha biçilemezdi. İzlediğimiz bütün oyunun o 5 dakikalık gözetimsiz görüşme sahnesinde kurulduğunu öğrendiğimizde, Noel hediyesi Moriarty’nin, Sherlock’a bıraktığı bu son problemde içeriden bu kadar büyük bir destek almış olabileceğini bir kez bile düşünmemiştik.

Yıllar içinde daha tehlikeli bir seviyeye ulaşan Eurus, çok zeki olduğunu söyleyen ve pek de haksız olmayan başka bir Holmes bizim için. Sherlock, Mycroft ve John’u ayağına kadar getirip onları her odada farklı bir oyuna tabii tutarken bir yandan nasıl uyum sağladıklarını, ahlak pusulalarının neye ne kadar izin verdiğini gözlemlerken diğer yandan ömrümüzden ömür götürmeyi de ihmal etmedi. Suçlunun yerine masumu öldürmenin kendisi için hiçbir şey değiştirmeyeceğini gösteren ve bir sürü insanı gözünü kırpmadan öldüren bu sosyopat, aynı zamanda çok da iyi bir sanatçı. Öyle ki Sherlock’a keman çalmayı da o öğretmiş. Eurus’un çok kompleks ama çok sevilebilir bir anti-kahraman olması, onunla ilgili katı görüşler belirtemememize neden oluyor. Daha dahi, daha tutkulu, daha az tahmin edilebilir olan Eurus, Sherlock ile oynadığı bu uzun oyun için korku dolu büyük bir kaçış evi tezgâhlamış. Bitmeyen bir oyunda odadan odaya geçip sonunda dışarı çıktığımızda hala bizi bekleyen son bir perde bulunuyor.

Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm: Sherlock’un Son Davası: Redbeard v2.0

Bölümün içinde bir de sık sık gördüğümüz düşmek üzere olan bir uçak ve yardım isteyen küçük bir kız vardı ve Sherlock’un zihnen en zorlandığı ve çözüme en yakın durduğu anlarda hep bu kızın yardım çığlıklarını duyuyorduk. Bu küçük kızın kendisine de gökte kaybolmuş uçaktan bir metafor yaratan Eurus olduğunu öğrendiğimizde ve o da hikâyede ait olduğu yere gelip tamamlandığında Eurus’un bu kez de Sherlock’un yeni en yakın arkadaşı, yeni Redbeard’ı John Watson’ı kuyuya attığını öğrendik. Oynattığı tüm oyunlar boyunca Sherlock’un yeni en yakın arkadaşının kim olduğunu bulmaya çalışan ve tüm oyunlarını Sherlock’un iç dünyasını gözlemlemek üzere kurgulayan Eurus, silahı tek kurşunla Sherlock’a bırakınca olacakların aksini düşünememiştik zaten.

Atalarından kalan Musgrave’de başlayan ilk davayı, yine Musgrave’de dizinin bize gösterdiği son dava olarak bitirdiler. Eurus Sherrinford’daydı ve yine yalnızdı, Sherlock’un en yakın arkadaşı ve abisi yine yanındaydı. Eurus anlaşılmayan ve uzaktaki kardeşti. bu yüzden de geri dönüp Sherlock’un en yakın arkadaş figürünü ilkinin boğulmasına neden olduğu kuyuya attı. Sonunda Sherlock şarkının içindeki şifreyi çözüp hem Eurus’u hem John’u kurtardığında, Eurus’un yardım çığlıklarına yanıt verdiler. Bu kez Eurus’a aile, yaşama gücü ve devam etme arzusu yani duygusal bir bağlam verdiler.

Bölüm boyunca Mycroft’a bir şey olacak diye aklım çıktı. Mycroft ve Sherlock kardeşliğini çok seviyorum. Mycroft’un Sherlock’u sevme şeklini seviyorum. Ölme ihtimali ortaya çıkınca, hem kardeşini hem de kardeşnin en sevdiği arkadaşını kurtarmak için rol yapmaya başladığında, Sherlock’un onu vuracağını sandım. Vali’nin yaptığı hareketin aynısını yapmasını beklemiyordum. En sevdiği oyuncağını ya da en sevdiği kardeşini –ki burada Eurus’un henüz ikisini ayırt edebildiğini sanmıyorum-  kaybetmek istemeyen Eurus ise hazırda beklettiği sakinleştirici iğneler ile krizi daha ortaya çıkmadan çözdü, biz de hiç bir Holmes kardeşimizi kaybetmeden yolumuza devam edebildik.

Sherlock 4. Sezon 3. Bölüm: Kimse Sana Ailen Gibi İşkence Edemez

Küçükken çok canlı ve duygusal bir çocuk olan Sherlock, bize bile duygusal ve zihinsel açıdan izlemesi zor gelen Redbeard’ın kaybıyla yaşadığı travma sonucu olayı kendi kafasında tekrar yazıyor. Duygularını kapatıyor ve öyle büyüyor. İlk bölümde tanıştığımız Sherlock’a dönüşüyor. Mycroft’un dediği gibi, bugün olduğu adam, verdiği kararlar, buraya gelmek için yaptığı her şey Eurus yüzünden/sayesinde gerçekleşiyor. Sherlock duygusal olmaya Redbeard kadar seveceği, aileden göreceği başka bir dostu olunca yani John ile tanışınca başlıyor.  Ne demişti Bayan Hudson? Sherlock her zaman duygusal olandı. Yaşadığı her şeyi bunun üzerine konumlandırıyordu.

Sherlock dizisini o kadar seviyorum, karaktere o kadar alıştım ki Robert Downey Jr’ın en büyük fanı olmama rağmen Benedict Cumberbatch’in canlandırmadığı hiçbir Sherlock’u izlemedim. İzlemeyi de düşünmüyorum. Bunlara rağmen, bu bölüm tüm sezonların son bölümüydü, yerine yenisi gelmeyecek deseler itiraz edemem. Bu sezonun hikâyesi o kadar güzel başladı ve bitti ki “Very finale finale” dediklerinde neyi kastettiklerini anladım. Yine de bir umut, yeni Sherlock bölümleri için elimiz kalbimizin üstünde, güzel haberleri dört gözle bekliyoruz.

Uçağın Eurus’un mindpalace’ı, çocuğun da Eurus çıkması ve Redbeard’ın Victor isimli bir çocuk olması, metaforlar ve ters köşeler mükemmeldi. Her şey gözümüzün önündeyken göremez hale geldik. Bu sezonun görünmez kahramanı Bayan Hudson, bulunduğu az ama öz her sahnede gönlümüz fethetmenin bir yolunu buldu. Sonunda Sherlock’a adını öğreten Greg ve Sherlock’tan “seni seviyorum” alan Molly bu sezonki oyunun biraz daha dışında kaldılar. Yine içimde bir umut, Irene Adler’ı bekledim. Irene’i dizi bitmeden yeniden görmeyi çok isterdim.

Redbeard Sherlock’un ilk ve “şimdilik” son davası oldu. Başka bölümler olsa da olmasa da onlar 221 Baker Caddesi’nde maceralarına devam ediyorlar. Oyuncuların ve yaratıcıların teoride onay verdiği 5. Sezonu yapmaya karar verirlerse yine 2-3 yıl bekleyeceğiz gibi görünüyor.

Bölümün en eğlenceli sahnesini sizler için buraya bırakıyorum. Moriarty için Queen’den geliyor:

Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information