Sinemanın ekrana yansıdığı anda başlayan izleyici ve duygu alanı etkileşim süreci, filmin çekim aşamasında kameranın gözünü kullananlar için farklı bir boyutta kendini gösteren bir olgudur. Bu duygu alanı bazen bir var etme süreciyle oluşturulurken bazen de bir etkilenme alanında kendini meydana getirir. Sinemanın bu önceki aşama duygu alanını oluşturan en büyük şiirsel alanı ise sanat tarihi olarak karşımıza çıkıyor!
Filmin sanatla tanıştığı an büyük bir kıvılcım ortaya çıkar. O kıvılcımın ışığında dünya yaşanır kılınır çünkü bir tebessüm başka bir tebessüm ile karşılaşmıştır. Filmin içerisinde anlatılan bir duygunun sadece bir tablodan etkilenerek ortaya çıkarılması filmin içerisindeki büyünün ahengini başka bir boyuta taşır. Sefaletin ve korkunun aynı zamanda durağanlığın ve ululuğun bir simgesel temsili olarak bizi etkileyen sanat tarihinin küçük bir kısmı filmlerin içerisinde tekrar üretilerek aslında bizi etkilemesi emrediliyor ve gözlerimiz bu emrin esiri olarak ahengin ve ululuğun altında eziliyor. Sinemanın içerisindeki bu sanat tarihi parçaları bizi bazen empati yapmaya ve kendimizin önemsizliğinde bir benzerlik içerisinde beyazperdeye bakmamızı sağlarken bazen de öyle bir büyüklük ile karşımıza geliyor ki bu parçalar sadece büyüsüne kapılıyoruz ve başka alemlerin yolcusu oluyoruz.
Sanat Tarihi Sinemanın İçerisindeki Cevheri Parlatır!
Sanat tarihine dair önemli eserler hem bakan gözler için hem de onun üzerine bir şeyler koyarak kendi imzasını o eserle beraber yol aldırmak isteyen yaratıcılar etkilenmenin büyüsünde önemli işlere imza atmışlardır. Bir video essay ile bu etkilenmenin ve sanat tarihi üzerinden yola çıkarak oluşturulan sahnelerin, karakterlerin ve mekanların ışıklarını görebiliyoruz. Sinemanın sanat ile tanıştığı andaki destansı şiirsellik video sayesinde sinema tarihi içerisinde güzel bir yolculuğa dönüşüyor!