Önceki Sayfa1 / 2Sonraki Sayfa

Tarihin En İkonik 20 Kadınını Anlatan Filmler listemiz vesilesiyle dünyanın en güçlü kadınların dünyasında kısacık bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?

En ikonik dediğimize bakmayın, insanlık tarihinin bir bölümünde sevilmiş, taktir edilmiş, dünyayı değiştirmiş ve adı hep hatırlanacak o kadar çok kadın var ki aslında, kimse muhtemelen sayıyı yirmiye indirgeyemez. Biz sadece kültür, sanat, politika ve bilim alanında dünyaya bir şeyler kazandırmış kişileri kapsamlı olarak temsil eden, sinema sektöründeki kadınlara da ağırlık veren bir liste hazırlamak istedik. Bu listeye eklenebilecek bir 20 isim daha hiç düşünmeden aklımıza geliyor, özellikle spor kolunu fena halde boş bırakmış bulunduk. Ama bu 20 kadının adından bir daha unutulamayacak kadar çok söz ettirmiş olduğu da aşikar.

Birbirlerine hiç benzemeseler de her biri içlerinde yaşadıkları zamanın normlarını bir başka köşesinden zorlayıp, bugün kadınların daha özgür, daha eşit bir dünyada yaşamasına farklı katkılarda bulundular. Kimisi kendi bedeni üzerindeki hakların sadece kendisine ait olduğunu fark edip de soyunarak bunu yaptı, kimisi cinsiyetinin kabul edilmediği meslek dallarında erkek meslektaşlarını başarılarıyla sollayarak. Hep haklı değillerdi elbet, yalnızca insanlardı ama arkalarından gelen hemcinslerinin hayatını bir hayli kolaylaştırdılar. Çünkü kimsenin yapamadığını yapacak cesaretleri vardı. Bu yüzden de hala hatırlanıyorlar, haklarında kitaplar yazılıyor ve hikayeleri film oluyor.

Tarihin En İkonik 20 Kadınını Anlatan Filmler

Marilyn Monroe – Norma Jean & Marilyn (1996)

norma jean and marilyn-filmloverss

Filmin isminden de anlaşıldığı üzere, film otobiyagrafi niteliğinde olsa da esas yaptığı Monroe’nun iç dünyasındaki çatışmaları ortaya koymak. Bu yüzden de kendisinin hem ünlü olmadan önceki adıyla Norma Jean hem de Marilyn Monroe olarak izliyoruz. Bir televizyon filmi olarak çekilmiş olan filmde Ashley Judd Norma Jean’i, Mira Sorvino ise Marilyn Monroe‘yu canlandırıyor. Film daha çok ünlü yıldızın erkeklerle olan ilişkilerine ve bağımlılıklarına odaklanıyor. Aynı insanı farklı oyunculara canlandırmak, çelişkiyi hepten hissetmemizi sağlıyor. Benzer bir anlatımı A Young Doctor’s Notebook‘da da görmüştük.

Camille Claudel – Camille Claudel (1988)

camille-claudel-filmloverss

Camille Claudel, kadınlar için bugün hala önemli bir sembol. İnanılmaz bir dehaya ve yeteneğe sahipken, sevgilisi Rodin‘in ve şair abisi Paul’ün sürekli gölgesi altında bırakılmaya çalışmış bu muazzam heykeltraş vakti zamanında o kadar çok direndi ki, bir akıl hastanesinde sonlanan hikayesi bugün hala bir direniş sembolü. 1988 yapımı film de Claudel’in gençlik yıllarına odaklanıyor. Daha detaylı bilgi için bu filmle ilgili yazımıza bir göz atabilirsiniz.

Simone de Beauvoir – Violette (2013)

violette-filmloverss

Referansımız Simone de Beauvoir olsa da film aslında bir başka feminist yazarın, Violette Leduc‘ün hayat hikayesini anlatıyor. Leduc’un hayatını değiştiren olay Beauvoir’la tanışması olup dostlukları zamanla pekiştiği için de Beauvoir filmin ana karakterlerden biri haline gelmiş. Filmde karakter olarak yer alan bir başka dönem yazarı ise yeraltı edebiyatı ve tiyatro sevenlerin aşina olduğu Jean Genet.

Valerie Solonas – I Shot Andy Warhol (1996)

i-shot-andy-warhol-filmloverss

Geçtiğimiz gün Andy Warhol’un bir karakter olarak yer aldığı sekiz filmi bir araya getirdiğimizde I Shot Andy Warhol‘dan bahsetmiştik. Film Erkekleri Doğrama Cemiyeti Manifestosu (SCUM) kitabının radikal feminist yazarı Valerie Solonas‘ın Andy Warhol’u öldürme girişimini ele alıyor.

Frida Kahlo – Frida (2002)

Frida-filmloverss

Eğer yirmi değil beş ikonik kadın seçecek olsaydık bile, Frida o listede kesinlikle olurdu. Frida Kahlo‘nun en az resimleri kadar ilham verici hayat öyküsünü anlatan 2002 yapımı film, zaten çoğumuzun favorileri arasındadır. Bu vesileyle sanat tutkunlarına içinde Frida’nın da bulunduğu En İyi 30 Ressam Biyografisi dosyamızı tavsiye edelim.

Princess Diana – Diana (2013)

diana-filmloverss

Prenses Diana‘yı  90 doğumlular ucu ucuna yakalamış olsa da, çocukluklarında iz bırakmıştır. Önceki nesiller ise inanılmaz bir hayranlığı hala bünyelerinde taşırlar. Bir şekilde hayatımızı etkilemiş, ölümüyle de hepimizi üzmüştür. Her ne kadar film vasat bir film olsa da, Prenses Diana‘nın hayatına daha yakın bir bakış için izlenebilir. Filmin sitemizde yer alan eleştirisine de bir göz atabilirsiniz.

Cleopatra – Cleopatra (1963)

Cleopatra-Shekhar-Kapur-Elizabeth-Taylor-Kleopatra-Antik Mısır-Filmloverss

Şu ara Cleopatra’nın hayat hikayesi yeniden bir dizi olarak uyarlanmaya hazırlanıyor, dizi seyirciden nasıl tepkiler alacak henüz bilemediğimiz için, o zamana kadar Mısır Kraliçesi’ni anlatan en iyi yapım zamanının en büyük gişe başarılarından birini elde etmiş olan 1963 yapımı, başrolde Elizabeth Taylor‘ın yer aldığı Cleopatra filmi olacak.

Audrey Hepburn – The Audrey Hepburn Story (2000)

the-audrey-hepburn-story-filmloverss

Hollywood’un ne kadar rant elde etme potansiyeli olduğunu bilse de henüz dokunmadığı birkaç hikaye var. Audrey Hepburn de bunlardan bir tanesi. Televizyon kanalları ise bu konuda daha cesaretli olabiyorlar. Başrolünde Jennifer Love Hewitt‘in yer aldığı The Audrey Hepburn Story bunun için çok iyi bir örnek olmuş. Hewitt’in performansı pek fena sayılmasa da yapım ortalama bir yapım, kabul etmemiz lazım. Yine de Audrey Hepburn gibi muhteşem bir kadının hayatını izlemek, her zaman keyif verici.

Brigitte Bardot – Gainsbourg (2010)

gainsbourg-bardot-filmloverss

Brigitte Bardot‘nun biyografisi yakın geçmişte gündeme gelse de, Kyle Newman’ın Bardot’nun haberi olmadan bir senaryo yazıp da eşi Jamie King’i de başrolde görmeyi planlaması Bardot’nun “Ben daha ölmedim” diye isyan etmesine sebebiyet vermişti. 80 yaşındaki oyuncunun ömrü umarız ki uzun olur ve ölmeden önce kendisinin de müdahil olduğu harika bir proje izleme şansı yakalarız. Ama o güne dek elimizdeki en iyi film, Bardot’nun zamanında ateşli bir aşk yaşadığı ünlü fransız müzisyen Serge Gainsbourg‘un hayatını anlatan Gainsbourg olacak. Hayatını hızlı yaşayan Gainsbourg’un hayatına girmiş bir sürü kadını ziyaret ediyoruz filmde esasında, o yüzden Jane Birkin, Juliette Gréco gibi filmde hayatlarından kesitlere yer verilmiş diğer muazzam kadınları da yad etmeyi ihmal etmeyelim.

Coco Chanel – Coco Avant Channel (2009)

coco avant chanel-filmloverss

Kadınların bir süs eşyası muamelesi görüyor olması modaya da yansıyordu kaçınılmaz olarak ve kadınların günlük hayatlarını sürdürmelerinin imkansız olduğu kıyafetlerden ibaretti moda dediğimiz şey de sadece. Coco Chanel de önce kendisini bu ataerkil dünyaya kabul ettirip sonra da o dünyayı baştan sona değiştirerek ismini ve markasını ölümsüz kıldı. Hem kendi hayatında izlediği yolla hem de çalışmak isteyen kadınların gerçekten de içinde hareket edebileceği kıyafetleri üreterek, çalışan kadının sembolü haline bu sayede geldi. Film de Chanel’in hikayesini tam da bu tarafıyla anlatıyor.

Önceki Sayfa1 / 2Sonraki Sayfa
Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information