Tenis tarihinin en büyük rekabetlerinden birini konu edinen, başrollerde Sverrir Gudnason ve Shia LaBeouf’un yer aldığı Borg/McEnroe’nun Türkçe altyazılı fragmanı ilk kez FilmLoverss’ta!
20 yaşındaki John McEnroe ile 24 yaşındaki Björn Borg arasında 1980 yılındaki Wimbledon Tenis turnuvası boyunca devam eden ve final maçıyla zirveye çıkan rekabet, kuşkusuz tenis tarihine damga vurmuş olaylardan bir tanesi.
Yönetmenliğini Janus Metz‘in üstlendiği Borg/McEnroe, işte tam da 1980’de Wimbledon’da neler yaşandığını merkezine alıyor. Dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nin açılış filmi olarak yapan Borg/McEnroe, yönetmeninin deyimiyle Raging Bull filminin tenis versiyonu.
Tenis Tarihinin En Büyük Rekabetlerinden Birini Ele Alan Borg/McEnroe’nun Türkçe Altyazılı Fragmanı İlk Kez FilmLoverss’ta
Başrollerde Björn Borg’a hayat veren Sverrir Gudnason ile John McEnroe’ya hayat veren Shia LaBeouf‘un yer aldığı filmde ikiliye Stellan Skarsgård, Tuva Novotny, Robert Emms, Scott Arthur ve Ian Blackman gibi isimler eşlik ediyor.
Türkiye prömiyerini Filmekimi’nde yapan film, önümüzdeki ay içerisinde vizyona girmeye hazırlanırken filmden Türkçe altyazılı fragman yayınlandı. Türkiye hakları Mars Prodüksiyon‘un elinde bulunan Borg/McEnroe, Başka Sinema‘nın dağıtımcılığında 8 Haziran‘da vizyonda olacak.
1980 yılı, Wimbledon Tenis turnuvası. Son on yılın en yağmurlu yazı. Herkes dünyanın bir numaralı tenisçisi olan Björn Borg’un 5. Wimbledon şampiyonluğu için nefesini tutmuş bekliyor. Ancak pek azı başarının ardındaki gizli hikayeden haberdar; 24 yaşındaki Borg, sona yakın, tükenmek üzere, miadını doldurmuş ve anksiyeteyle boğuşuyor. Bu sırada zorlu rakibi John McEnroe, 20 yaşında ve Wimbledon tahtını Borg’un elinden almaya kararlı.
Borg McEnroe, başarı ve bedeli üzerine bir hikaye. Dünyanın en iyi iki tenisçisinin, yirmili yaşlarının başında, kariyerlerine mahkum oluşunu anlatır. Tenis camiası tarafından ticarileştirilmiş iki karikatür: “Buz Borg” ve “Süper-velet”; daimi olarak birbirinin zıttı olmaya indirgenmiş Buz ve Ateş. 1980 Wimbledon turnuvası boyunca iki rakip, yaşadıklarını anlayabilecek tek kişinin, en büyük rakibi olan bir diğeri olduğunu fark eder.
