Uzun pozlama, fotoğrafçılar arasında sıklıkla kullanılan bir yöntem. Deklanşöre bastığınız andan itibaren ayarladığınız sürede çekim yapan ve sonucu tek bir görsele sığdıran fotoğraflarla özellikle gökyüzüne odaklı çekimlerde oldukça başarılı işler yaratılabiliyor. Ancak bu kez Jason Shulman farklı bir çalışma gerçekleştirerek sinema tarihinin sevilen filmlerini uzun pozlama ile çekerek ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını görmek istemiş. Ortaya çıkan görselleri mini bir analize tabi tutarak çeşitli saptamalarda da bulunmayı ihmal etmemiş.
Öncelikle bu çalışmanın nasıl gerçekleştiğinden bahsetmek gerekiyor. Aslında oldukça basit bir yöntem. Shulman kamerasını ayarlayarak filmleri başlatıyor ve film boyunca uzun pozlama gerçekleştiriyor. Çekimlerin sonucunda Shulman’ın dikkatini çeken durum ise, Hitchcock’un görsellerinde karakter silüetlerinin görülebilmesi yani aslında filmlerinin daha çok karakter odaklı olması. Stanley Kubrick filmlerinden ise daha simetrik görsellerin ortaya çıktığını fark eden Shulman, Kubrick’in daha yapı odaklı olduğunu belirtiyor.
Yanı sıra, aynı şekilde filmlerin genel havasının renkler üzerinden oluşturulduğunu görmek de mümkün. Örneğin The Shining görseli, A Clockwork Orange’a göre daha karanlık bir görsele dönüşmüş durumda. Shulman bu görselleri, filmlerin genetik kodu olarak adlandırıyor ki bu adlandırma, çalışması baz alındığında oldukça doğru bir tespit. Filmin tüm karelerini adeta üst üste koyarak tek bir görsel elde etme işlemi, başta anlamsız görseller gibi görünse de filmin yapısını ortaya koyuyor.
A Clockwork Orange – Stanley Kubrick
The Shining – Stanley Kubrik
Rear Window – Alfred Hitchcock
Close Encounters of the Third Kind – Steven Spielberg
The Silence of the Lambs – Jonathan Demme
Kaynak: NoFilmSchool