8 Oscar’lı Amadeus’tan I’m Not There’e ünlü müzisyenlerin hayatının anlatıldığı 15 muhteşem film için sizleri söyle alalım.
‘Müziğin ruhunu aşktan başka bir şeyle anlatamam.’
Ünlü Alman besteci Richard Wagner müziğin kendisi ve müzikseverler için ne ifade ettiğini bu güzel sözlerle bizlere anlatmıştır. Mutluluğumuzu, üzüntümüzü, kızgınlığımız ve bunların dışında her türlü ruh halimizi müzik yoluyla hiç konuşmadan da başkasına anlatabiliriz. Bir de hayranı olduğumuz sanatçıların yarattıklarını dinlersek, deymeyin keyfimize. Bugün sizler için dünyaca ünlü ve büyük hayran kitlelerine sahip sanatçıların hayatlarını anlatan birbirinden güzel 15 filmi listeledik.
Ünlü Müzisyenlerin Hayatının Anlatıldığı 15 Muhteşem Film
Rhapsody in Blue (1945)
Warner Brothers tarafından 1945 yılında vizyona giren film, ünlü şarkı Rhapsody in Blue’nun bestecisi George Gershwin’in hayat öyküsünü anlatıyor. ‘Gershwin Yılı’ olarak anılan yıllarda besteci George ve kız kardeşi Ira’nın yaşadığı zorlukların anlatıldığı filmde, bestecinin en beğenilen eserlerine de yer veriliyor. Robert Alda’nın besteciyi canlandırdığı filmde Alda’ya Joan Leslie ve Alexis Smith gibi usta oyuncular eşlik ediyor. Siyah beyaz filmde, ünlü bestecinin hayatının her ayrıntısına yer veriliyor. Film hakkında bugün bile yapılan eleştirilerde filmin biyografi türündeki en önemli filmlerden biri olduğu söyleniyor. Büyük bir ustalıkla çekilen filmin yönetmenliğini Irving Rapper üstlenirken senaryosunu da Howard Koch, Elliot Paul, Harry Chandlee ve Robert Rossen yazmıştır.
Lady Sings The Blues (1972)
Caz müzikseverlerin mutlaka izlenmesi gereken filmlerden olan 1972 yapımı Lady Sings The Blues, efsane olarak bilinen caz şarkıcısı Billie Holiday’in fırtınalı hayatını anlatıyor. Filmde ünlü şarkıcının kariyer basamaklarını tırmanırken yaşadığı olayları anlatırken, aynı zamanda zor geçen çocukluk ve gençlik yılları da gözler önüne seriyor. Çocukluk dönemlerinden yaşadığı travmalar, Harlem Klübü’ne girişi ve ardından caz şarkıcısı olma hayalini gerçekleştirmek için katlanması gereken zorlukların anlatıldığı filmde, Billie’nin Manhattan’ın ana kulüplerine geç için sarf ettiği çaba sonucunda büyük bir risk alarak beyaz bir grubun solisti olmayı kabul edişini ve aynı zamanda eski hayatından (kadın pazarlama, uyuşturucu, silah) kaçışını izliyoruz. Billie Holiday’i ünlü oyuncu Diana Ross canlandırdığı filmin yönetmen koltuğunda ise Sidney J. Furier oturuyor.
Amadeus (1984)
Ünlü besteciler Antonio Salier ve Wolfgang Amadeus Mozart arasındaki çekişmeyi anlatan 1984 yapımı Amadues’un konusu oldukça ilginç. Amadeus oyununa atıfta bulunan film halk tarafından pek beğenilmeyen besteci Salier ve Mozart arasındaki çekişmeyi anlatıyor. Mozart’ın müzikal zekasını ve yarattığı ölümsüz eserleri kıskanan Salier’in intikam alma çalışmalarını izlediğimiz filmde, Mozart’ı Tom Hulve ve Salier’i F. Murray Abraham canlandırıyor. Yönetmenlik koltuğunda Milos Forman’ın oturduğu filmin senaryosu aynı adlı oyunun da senaristi olan Peter Shaffer. Vizyona girmesinin ardından 8 dalda Oscar kazanıp klasik müzik sevenler için bir şaheser olan filmde Mozart’ın bestelerine yer verilmiştir. Film izleyenlere görsel bir şölen ve mükemmel bir müzik keyfi sunuyor.
Bird (1988)
Clint Eastwood’un büyük bir caz tutkunu olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. Tutkusu o kadar büyüktür ki onu yönetmenlik koltuğuna oturtmuş ve çok sevdiği caz sanatçısı Charlie Parker’ın hayatını anlatan bir film çekmeye yöneltmiştir. 2014 yapımı Whiplash’te de pek çok kez isminin geçtiğini duyduğumuz Parker, Bird lakabı ile anılmaktadır ve film adını bu lakaptan alır. Joel Oliansky’nin yazdığı filmde, ünlü caz sanatçısının son birkaç ayı anlatılmaktadır. Üstün bir yeteneği olan Parker’ın, New York’a geldikten sonra kariyer basamaklarını hızla çıkması ve bu sırada şöhret ile birlikte gelen kötü alışkanlıklarının onu nasıl etkilediğinin anlatıldığı filmde Parker’ı oyuncu Forest Whitaker canlandırıyor. Whitaker filmdeki performansı ile 1988 yılında Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi olmuştur.
The Doors (1991)
Ünlü müzik grubu The Doors’un solisti Jim Morrison’un hayatının anlatıldığı The Doors filminde, şarkıcının inişli çıkışlı hayatını izliyoruz. Gelmiş geçmiş en başarılı biyografi filmlerinden olan The Doors’un yönetmeni grubun büyük bir hayranı olan ve grubu Vietnam’da canlı olarak dinleme fırsatı bulan Oliver Stone. Rock müziğinin ruhunun ve felsefesinin büyük bir başarıyla anlatıldığı filmde Morrison’u ise Val Kilmer canlandırıyor. Bütün dünyayı etkisi altına alan grubun beyni olarak kabul edilen Jim Morrison 1971 yılında yüksek dozda uyuşturucudan kaldığı otelde ölü bulunmuştu. Filmde solistin farklı yaşamı çok fazla göz önünde tutulmazken, anlatmaya çalıştıkları felsefe ve sadece Amerika değil, tüm dünyada gerçekleştirmeye çalışılan devrim gözler önüne seriliyor.