Michelangelo Antonioni’den Andrei Tarkovsky’ye, Ingmar Bergman’dan Nuri Bilge Ceylan’a varoluşçu temalarla ön plana çıkan auteur yönetmenlerin varoluşsal kaygının sinematik güzelliğini ekrana taşıdıkları filmlerinden derlenen nefes kesici bir video yayınlandı.
Varoluşçu felsefenin ana izleklerinden birkaçı olan; endişe, korku, kaygı, iletişimsizlik, yabancılaşma, yalnızlık vb. meseleler sinemanın ve yönetmenlerin de üzerinde sıklıkla durduğu konular arasında güncelliğini korumaya devam ediyor. Modernizm çarkının durmaksızın döndüğü ve hayatlarımızı kıskaçları altında tuttuğu bir çağda varoluşsal sancıların daha yoğun hissedildiği zamanın baskısı altındaki insanın kendiyle ve hayatla mücadelesini; hayatın anlamını ve yaşamın yaşamaya değer olup olmadığı sorunsalını çözmeye çabalayan yönetmenleri besleyen ortak temaların; yabancılaşma, yalnızlık, izolasyon ve iletişimsizlik olmasına da şaşmamalı.
Varoluşsal Kaygının Sinematik Güzelliği
Paul Bland isimli bir Vimeo kullanıcısı tarafından derlenen bu video inceleme bireyin varoluşsal kaygılarını beyazperdeye taşıyan Antonioni, Tarkovsky, Bergman, Nuri Bilge Ceylan, Sofia Coppola, Béla Tarr, Terrence Malick ve Apichatpong Weerasethakul gibi auteur sıfatına sahip yönetmenlerin önemli filmlerindeki varoluşsal kaygıyı öne çıkaran sahneleri bir araya getiriyor. Adı geçen yönetmenlerin filmlerine sirayet eden varoluşsal sancılar bazen kadrajların mimari titizliğinde, bazen kente, kaygıya ve kuşkuya yönelik hisleri belirgin olan ana karakterlerin kendileri ve başkalarıyla olan ilişkilerinde, bazen belirli kavramları tüketim biçimlerinde, bazen de yaşamayı seçtikleri mekanlara yabancılaşma ısrarlarında karşımıza çıkar. Renkli ambalajlar içinde pazarlanan modernizmin tıkandığı durumlardaki çaresizlik ve sıkışmışlığı temel hareket noktası olarak ele almaları da ortak varoluşsal kaygılar güden yönetmenlerin somut göstergesi olabilir.
