Watchmen dizisinin yaratıcısı olan Damon Lindelof, bu alternatif evrende Robert Redford’ın ABD Başkanı olmasının Hollywood’u nasıl etkilediğini anlattı.
Alan Moore’un yazdığı, Dave Gibbons’ın çizimlerini yaptığı kült çizgiroman serisinden televizyona uyarlanan Watchmen, geçtiğimiz ay izleyici ile buluştu. Game of Thrones, Six Feet Under, The Wire gibi kaliteli yapımları televizyon dünyasına kazandıran HBO tarafından hazırlanan dizi, izleyiciler tarafından ilgiyle karşılanırken, yayınlanan her yeni bölümüyle izleyicileri biraz daha heyecanlandırmayı başardı.
Lost’un yaratıcılarından biri olan ve yine HBO için hazırladığı The Leftovers dizisiyle övgü toplayan Damon Lindelof‘un yaratıcısı olduğu dizi, çizgiromanı doğrudan uyarlamak yerine Alan Moore’un yarattığı evrende geçen yeni bir hikâyeyi ekranlara taşıdı. Watchmen çizgiromanlarında anlatılan olayların yıllar sonrasında geçen dizi, bu alternatif evrende olayların nasıl ilerlediği ile ilgili birçok soruyu cevapladı.
Dizinin ortaya koyduğu bu yeni hikâyede ABD tarihinde yaşanan en önemli değişikliklerden biri usta oyuncu Robert Redford ile ilgiliydi. Zira süper kahramanların ortaya çıkmasıyla tarihin seyrinin değiştiği bu evrende Robert Redford sadece bir aktör değil. Aynı zamanda ABD Başkanı. 26 yıl önce ABD başkanı seçilen Redford, ABD tarihindeki en önemli başkanlar arasında gösteriliyor. Peki ama Redford’ın yıllar önce oyunculuğu bırakıp siyasete geçmesi Hollywood tarihini nasıl etkiliyor? Geçtiğimiz günlerde /Film’e konuşan Lindelof, bu soruyu cevaplarken, Watchmen evreninde Hollywood’da nelerin yaşandığıyla ilgili son derece ilginç detaylar paylaştı.
Watchmen Evreninde Robert Redford’ın Başkan Olması Hollywood’u Nasıl Etkiledi?
Siyasetteki rakiplerinin, kurucusu olduğu Sundance’teki rolünü kullanarak ülkenin kültürüne etki ettiğini iddia etmesinden endişelenen 1993 yılında Sundance Organization’ın yönetiminden ayrılmış. Ancak sonraki yıllarda da sinema dünyasında olup biteni yakından takip eden Başkan Redford, 2001 yılında ortaya çıkan yeni platformlara karşı sinema kültürünün muhafaza edilmesini amaçlayan National Film Foundation (Ulusal Film Vâkfı)’nın başına Martin Scorsese’yi getirmiş.
1986 – Legal Eagles – Bill Murray (Murray bu filmdeki performansıyla Altın Küre kazanıyor)
1988 – The Milagro Beanfield War – Yönetmen: John Sayles
1990 – Havana – Kenny Rogers
1992 – A River Runs Through It – Yönetmen: Ridley Scott (Ridley Scott’a Oscar adaylığı kazandıran bu film, yapımcı olan Redford’a da En İyi Film kategorisinde bir Oscar adaylığı daha kazandırıyor)
1993 – Indecent Proposal – Michael Douglas
1994 – Quiz Show – Yönetmen: Milos Forman
1996 – Up Close & Personal – Jeff Bridges
1998 – The Horse Whisperer – Scott Glenn
Bu Alternatif Evrende Avengers Yerine Marauders Serisi Gişeyi Kasıp Kavuruyor
The Horse Whisperer, New York saldırısının ardından sayıları hızla artan kırsalda yaşam filmlerinin en başarılı örneklerinden biri. George T. Miller tarafından yönetilen bu film aynı zamanda Scarlett Johansson’u da dünyaya tanıtan film olarak dikkat çekiyor. Watchmen evreninde süper kahramanlar gündelik yaşamın bir parçası olduğu için, Avengers ve Justice League gibi filmlerin yerine, gerçek olaylardan esinlenen Marauders serisi gişeyi kasıp kavuruyor. Scarlett Johansson da Marauders serisinde Black Sash’e hayat vererek Hollywood’un yıldız isimleri arasına giriyor.
2001 – The Last Castle – Peter Fonda
2004 – The Clearing – Russell Crowe
2005 – An Unfinished Life – Sam Shepard
2007 – Lions for Lambs – James Earl Jones
2012 – The Company You Keep – Dustin Hoffman
2104 – Charlton’s Marauders: The Winter Pirate – Terry O’Quinn (Amiral Pierce rolünde)
2015 – A Walk In The Woods – Nick Nolte
2015 – Truth – William Hurt
2018 – The Old Man & the Gun – John Cazale
Bu alternatif evrende John Cazale 2018’de hâlâ hayatta. Gerçekte 1978 yılında akciğer kanserinden ölen Cazale, yedi yıllık oyunculuk kariyerinde sadece beş filmde rol almış, bu beş filmin (The Godfather, The Conversation, The Godfather Part II, Dog Day Afternoon, The Deer Hunter) beşi de En İyi Film kategorisinde Oscar adaylığı kazanmıştı.
Lindelof’un paylaştığı bu bilgiler, Lindelof ve ekibinin yarattıkları bu alternatif evren hakkında çok ufak detayları bile ayrıntılı bir şekilde düşündüğünü gösteriyor.