Werner Herzog, izlenmesi gerektiğini düşündüğü 5 belgeseli paylaştı. Herzog’un önerdiği belgeseller arasında The Act of Killing ve kendisinin yönettiği Grizzly Man gibi yapımlar yer alıyor.

Fitzcarraldo, Aguirre, der Zorn Gottes ve Stroszek gibi filmlerin usta yönetmeni Werner Herzog, kurmaca filmlerin yanı sıra çektiği belgesellerle de sinema dünyasında dikkat çeken isimlerden biri. Kurmaca ya da belgesel arasında bir fark görmeyen, bu iki form arasında bir ayrım olduğunu reddeden Herzog, sinemanın kendisine önem veriyor. Belki de bu sayede hangi türde ya da formda filmler çekerse çeksin, izleyici açısından doyurucu yapımları sinema dünyasına kazandırıyor.

Geçtiğimiz günlerde The Guardian’a bir demeç veren Herzog, izlenmesi gereken 5 belgeseli sinemaseverlerle paylaştı. Birbirinden ilginç beş belgeselin yer aldığı bu listede sinema tarihinin en rahatsız edici belgesellerinden biri olan The Act Of Killing ve Herzog’un yönettiği Grizzly Man gibi yapımlar yer alıyor.

Keşif açısından yeni yapımlar sunan, beş belgeselle ilgili bilgilerin yer aldığı bu listeye aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Werner Herzog, İzlenmesi Gerektiğini Düşündüğü Belgeselleri Paylaştı

The Act Of Killing – Joshua Oppenheimer (2012)

The Act Of Killing‘de yönetmen Joshua Oppenheimer, 60’ların ortasında Endonezya’da gerçekleşen, hükûmet ve askerin ortaklaşa düzenlediği darbe sonucu yüzbinlerce insanın ölümüyle sonuçlanan katliamı katillerin gözünden ele alarak çarpıcı bir belgesele imza atmıştı.

Werner Herzog yapımcılarından biri olduğu bu belgeseli ilk gördüğünde çok etkilenmiş. Biz de izleyici olarak tıpkı Herzog gibi The Act of Killing’i ilk izlediğimizde etkisinden çıkamamış, sinemasal açıdan unutamayacağımız bir tecrübeye tanık olmuştuk.

The Mad Masters – Jean Rouch (1955)

Belgesel sinemanın önemli isimlerinden biri olarak anılan Jean Rouch’un yönettiği 36 dakikalık The Mad Masters, Nijerya ve Gana’da yaşayan Songhay Kabilesi’ndeki Hauka hareketini, kabile üyelerinin Fransız ve İngiliz kolonilerinin otoritesi altında düzenledikleri bir töreni ele alıyor.

Yer yer rahatsız edici ögeler sunan bu belgeselin ortaya çıkışı ise ilginçlikler dolu. 1950’lerde Afrika’da birçok belgesel çeken Jean Rouch, filmde bahsi geçen bu ritüeli daha önce gözlemleme şansı bulmuş ve tarikattaki insanların filmi gelecek nesillere aktarmak için Rouch’u davet etmesi bu belgeselin ortaya çıkışını sağlamış. Werner Herzog ise The Mad Masters’ı “Muhtemelen yapılmış en iyi belgesel” şeklinde tanımlıyor.

The Sorrow and the Pity – Marcel Ophüls (1969)

Marcel Ophüls’ün imzasını taşıyan dört saatlik The Sorrow and the Pity, II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın Fransa işgalini, Vichy bölgesini ablukaya alan Alman askerlere karşı direnen protestocuları ve Nazi askerleriyle işbirliği yapan Vichy hükûmetini ele alıyor. Arşiv görüntülerin kullanıldığı bu belgeselde savaş sürecinde etkili olan askerler, siyasi isimler ve görgü tanıkları savaş dönemine ışık tutuyor.

Vernon, Florida – Errol Morris (1981)

The Fog of War belgeseliyle Oscar kazanan Errol Morris’in yönetmenliğini üstlendiği 1981 yapımı Vernon, Florida, Florida eyaletinde bulunan Vernon kasabası sakinlerini mercek altına alıyor. Bu kasaba sakinlerinin ilginç özelliği ise sigorta parasını tahsil etmenin bir yolu olarak vücutlarına zarar vererek kendilerini sakat bırakmaları.

Errol Morris’in bu kasabada uzun süre yaşaması ise bu belgeselin ortaya çıkmasına vesile oluyor. Morris’in tehditler almaya başlaması ise belgeselin kamera arkasında yaşanan ilginç olaylardan biri.

Grizzly Man – Werner Herzog (2005)

Werner HerzogWerner Herzog, kendisinin yönettiği 2005 yapımı Grizzly Man belgeselini bu listeye koymadan edemiyor. Bu belgeselde Herzog, doğa dostu bir çevreci olan ve ayılara karşı özel bir ilgi duyan Timothy Treadwell’in hikayesini anlatıyor.

2003 yılında kız arkadaşı ile birlikte bir boz ayı (grizzly bear) tarafından öldürülerek yenilen Treadwell’in hayatının son beş yılından görüntüleri, vahşi ayılarla ilişkisini ve onu tanıyanların kendisi hakkındaki yorumlarını görüyoruz. Aynı zamanda Herzog, Treadwell’in olaylara yaklaşımını kendi yorumları ile filme yansıtıyor ve doğa ve insan ilişkisine dair önemli demeçler veriyor.

Kaynak: The Guardian

Daha yazı yok.
Filmloverss.com size daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanır. Sitede gezerek çerezlere izin vermiş sayılırsınız. Ayrıntılı bilgi close-cookie-information