BluTV’nin ses getirecek vampir dizisi Yaşamayanlar seyirciyle buluşmaya hazırlanırken, dizinin başrol oyuncuları Elçin Sangu, Kerem Bürsin, Birkan Sokullu ve Selma Ergeç’le son derece keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Röportaj: Ecem Şen
Kamera: Özgür Sürmeli
Kurgu: Övgü Avcıer
Masum, 7Yüz, Sıfır Bir – Bir Zamanlar Adana’da gibi cesur projeleri seyirciyle buluşturan dijital yayın platformu BluTV’nin yeni ve son derece iddialı dizisi Yaşamayanlar’ın atmosferiyle ön plana çıkan etkileyici galası, Hasköy İplik Fabrikası’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin ilk vampir dizisi olan yapımın galası öncesinde başrol oyuncuları Elçin Sangu, Kerem Bürsin, Birkan Sokullu ve Selma Ergeç‘le dizi ile ilgi merak ettiklerimizi konuştuk.
Yaşamayanlar 6 Eylül’de BluTv’de!
Yaşamayanlar dizisinin yaratıcılığını ve yönetmenliğini Eve Dönüş: Sarıkamış 1915 filminin ve BluTV yapımı 7YÜZ dizisinin ‘Prosedür’ bölümünün yönetmeni olan Alphan Eşeli üstlenirken, sıra dışı senaryosunu ise Şamil Yılmaz kaleme alıyor. Galasında ilk bölümünü izleme şansına da eriştiğimiz dizinin özellikle görsel tercihleriyle ve kurduğu kapkaranlık İstanbul atmosferiyle dikkat çektiğini ve ilk bölüm itibarıyla merak uyandırıcı bir başlangıç yaptığını söyleyebiliriz. Şehrin arka sokaklarını yansıtırken hip-hop ögelerini kullandığını ve bu sebeple yönetmen Eşeli tarafından “Türkiye’nin ilk hip-hop vampir dizisi” olarak tanımlandığını ekleyelim. Yaşamayanlar, 6 Eylül‘de BluTV ekranlarında seyirciyle buluşacak.
Yaşayamayanlar’da başroldeki Elçin Sangu, Kerem Bursin, Birkan Sokullu ve Selma Ergeç’e, Türkü Turan, Nilperi Şahinkaya, Efecan Şenolsun, Edip Tepeli, Elit İşcan, Oral Özer, Erdeniz Kurucan, Selahattin Ergün gibi isimler de eşlik ediyor.
Elçin Sangu ve Kerem Bürsin ile gerçekleştirdiğimiz röportaja aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Birkan Sokullu ve Selma Ergeç ile gerçekleştirdiğimiz röportaja aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Dizinin resmi sinopsisi ise şöyle;
“Mia, kendisini vampire dönüştüren Dmitry’yi öldürüp yeniden insan olmak için İstanbul’a gelir. Fakat kadim şehir İstanbul’un onun için başka planları vardır. Mia kendisini iyiyle kötünün, aşkla nefretin, yaşamla ölümün birbirlerine dönüştüğü soluk soluğa bir hikâyenin tam merkezinde bulur. Bu hikâyede ona eşlik edenlerse karanlık ve çekici Karmen, geçmişinde büyük bir sır barındıran savaşçı Numel ve İstanbul’un kenar mahallelerinde vampirlere karşı direnen avcılardır. Hepsinden de önemlisi, insanlar ve vampirler arasında büyük bir savaş başlamak üzeredir. Mia’nın en büyük sınavı ise büyük savaş başladığında kimin tarafında savaşacağıdır.”